Aladağ Olayı Neoliberal Cinayettir – TÖP-G

Dün gece geç saatlerde Adana’da Süleymancılara ait bir cemaat yurdunda gerçekleşen yangında, 11’i öğrenci 12 kişi hayatını kaybetti.
Türkiye’de her gün çocukların başına gelen bir felakete gözlerimizi açar olduk. Toplu cinsel istismar haberleri; şiddet haberleri, ölüm haberleri…

Bu haberlere daha çok eğitim kurumlarında rastlıyor olmamız da şüphesiz tesadüf değil. Ülkedeki eğitim kurumlarının ne durumda olduğunu, eğitimin kimlerin ellerine bırakıldığını bizlere gösteriyor.

Eğitim ve barınma hakkı bir insanın en temel hakkıdır. Tüm vatandaşların ücretsiz ve güvenli bir şekilde bu haktan yararlanabilmesi devlet tarafından sağlanmak zorundadır.

Peki, Türkiye’de olan nedir?

Adana’daki olay bize şunu bir kez daha göstermiştir; Türkiye’de öğrencilerin parasız, güvenli, kamusal barınma hakkı ve eğitim hakkı ellerinden alınmakta; özellikle emekçi halkın çocukları, cinsel istismara, haksızlıklara ve ağır cezalara tabi tutuldukları, bilimsel eğitimden uzak, sadece dini eğitimlerin verildiği kuran kurslarına ve cemaat yurtlarına mecbur bırakılmaktadır.

Hali hazırda güvenli ve ücretsiz olmayan devlet yurtları bile kapatılıp, yoksul emekçi ve işçi ailelerin çocukları bu cemaat yurtlarına mecbur bırakılıyor.

Özellikle ücretsiz olan bu özel okullar ve yurtlar “namus bekçiliği” yapacağız diye yangın çıkışlarını kilitleyerek böyle bir katliama sebep olabilirken, yapılan ihmalleri ve yurtların yasallıklarını sorgulaması gereken devlet yetkilileri, pişkince “kader işte!” açıklamaları yapabiliyor.

Kaderimiz ölmek değil!

Sadece cemaat yurtlarında ve okullarında değil; devlet okullarında da çürümüş bir eğitim anlayışının hâkim olduğunu ve devlet yurtlarında da ücretsiz ve güvenli barınma hakkının ortadan kalktığını unutmamamız gerekiyor.

Bu yüzden sloganımız ve talebimiz; “ücretsiz ve güvenli barınma hakkı; eşit, bilimsel, anadilde ve cinsiyetçi olmayan eğitim hakkı” olmalıdır.

Bu yüzden, teşhir edilmesi gereken; devletin çürümüş eğitim anlayışını devam ettiren, tecavüzcü, “namus bekçisi” ve çocukların yaşam hakkının hiçe sayıldığı bu tarikat kurumlarının önünü açan AKP/ devlet politikaları olmalıdır.

Adana’da yaşanan olay bir tesadüf değil, bilinçli politik tercihler ve ihmaller zinciridir. Dolayısıyla bir suçlu aranacaksa bunlar devletin en üst yetkililerinden, en alttaki Süleymancılar cemaatine kadar uzanan bir yolda aranmalıdır. Bir suçlu aranacaksa bu yıllardır uygulanagelen ve kamusal hakları yok eden neoliberal düzendir.

Türkiye artık bir çocuk için güvenli bir ülke olmaktan çıkmıştır. Tüm çocuk tecavüzlerinin, cinayetlerinin ve katliamlarının tek bir sorumlusu vardır o da devlet/iktidar politikalarının ta kendisidir.

Eğer bir ülkede çocuklar yaşayamaz hale geldiyse, o ülkede çürüyen ve yıkılmayı bekleyen bir sistem vardır.
Çocuklarımızı korumak istiyorsak, onlara güzel bir gelecek hazırlamak istiyorsak yapmamız gereken bu devleti yıkıp yerine ağaç dikmek olmalı!

Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi