Doğaya başkanlık darbesi – Kenan DAĞAŞAN

 

Başkanlık hızlı başladı. Başkanlık sisteminin bir “tek adam” rejimi olmadığını, onun açık bir sermaye diktatörlüğü olduğunu en iyi anlayanlar doğa savunucuları oldu.

Sermaye ve devlet şimdi daha sıkı bir ittifakla saldırıyor. Henüz ortada bir başkan yok. Yeni anayasa da uygulanmıyor. Ama hileli başkanlığın moral gücünü arkasına alan sermaye güçleri, doğaya karşı saldırılarını dört bir yandan hızlandırdılar. Karadeniz’deki Loç Vadisinde daha önce yapımı durdurulan HES’ler yeniden gündeme gelirken, Çanakkale, Mersin, İskenderun, Adana, Trakya çok yoğun termik santral saldırısı altında.

Alakır’ın bitmeyen derdi

On yılı aşkın bir süredir süren mücadelede mahkeme yeni bir skandala imza attı.

Hatırlanacağı gibi, Alakır Nehri üzerinde inşa etmeyi planlanan Alakır 2 HES projesi için Antalya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verilmişti. 2010 yılında iptal davası açıldı.

Karacaören Doğa Kültür ve Turizm Derneği ile bölgede yaşayan Tuğba Pınar Günal ve çok sayıda doğaseverin Antalya Valiliği aleyhine açtığı davada, Antalya 2. İdare Mahkemesi, ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararını iptal etti.

Karar şu anlama geliyor: İnşaat halindeki HES’in ÇED gerekliliği iptal ediliyor. Alakır gibi benzersiz bir doğal alana ÇED raporu almadan HES yapılabilecek.

Sürmene yangını ve villalar

Ocak ayında meydana gelen yangında Sürmene Çamburnu bölgesindeki şüpheli orman yangınında yaklaşık 20 hektarlık alan yanmıştı. Hükümet bölgenin imara açılacağı iddialarını yalanlamıştı. Yanan bölgenin başka bir maksatla kullandırılmasının söz konusu olamayacağı söylenmiş, bölgenin en kısa sürede ağaçlandırılacağı söylenmişti.

Bölgeden gelen haberlere göre yanan alanda hâlihazırda devam eden 15 villa inşaatı var. CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen’in aktardığına göre inşaatların üç ortağından biri Sürmene Belediye Başkanı.

Trakya’nın yeni belası: kaya gazı

Trakya bölgesinde yaşayan tüm varlıklar yıllardır büyük tehdit altında. Ergene havzasındaki sermaye kuruluşlarının yarattığı büyük yıkımın ardından bölgede onlarca termik santral projesi hayata geçirilmeye başlandı.

Bu büyük saldırıların ardından Trakya’nın doğasına ve yaşamına bir darbe daha indirilmek isteniyor. Şimdi de kaya gazı çıkarma girişimlerine başlanıyor.

Kaya gazı temin etmenin doğa üzerindeki etkileri korkunç. Kaya gazı çıkarılırken, borularla yer küreye su enjekte ediliyor. Bu suyun içine de çeşitli kirletici kimyasallar ilave ediliyor.

Hidrolik çatlatma sıvısı denilen bu sıvı, yerin altına enjekte edildiği oranda geri çekilmiyor. Bir kısmı yerin altında kalan bu sıvı, yer altı ve yer üstü sularını kirletmeye başlıyor. Hidrolik çatlatma sıvısında kullanıldığı tespit edilen 2 bin 500 kimyasaldan, 650’den fazlasının kanserojen madde içeriyor.