15-16 Haziran Direnişi Yol Göstermeye Devam Ediyor!

“Apaçık gördüler kim neyin hizmetinde

gördüler ergittikleri demir

düşman edilmiş ellerinin emeğine,

suyuna ter kattıkları çeliğin

gördüler çevrildiğini göğüslerine.

Ürettiği ne varsa,

daha özgür, daha yoğun,

daha anlamlı yaşamak için,

esirgendiğini gördüler insandan

ve kavgasız elde edilemeyeceğini hiçbir şeyin.”

Kemal Özer, 15-16 Haziran Akşamının Şiiri

15-16 Haziran direnişinin üzerinden 52 yıl geçti. Bundan 52 yıl önce Türkiye işçi sınıfı dönüşü mümkün olmayan bir kırılma yaşadı ve yaşattı ülkeye.

Tüm dünyayı etkisi altına alan bir ayaklanmalar, grevler, işçi sınıfı eylemleri dönemi açılıyorken sahneye Türkiye işçi sınıfı da çıktı. Büyük 15-16 Haziran direnişinin ayak sesleri neredeyse on yıl öncesinden başlıyordu. İlk işaretlerinden birini 1961’de Saraçhane Mitingi ile veren Türkiye işçi sınıfı, bu büyük dalgayı göğüslemeye hazırlanıyor, sömürü koşullarına karşı bilincini geliştiriyordu.

1970 yılına kadar irili ufaklı biçimlerde hareketlenmeler içerisinde olan işçi sınıfı, bu eylemlerin zirvesini 15-16 Haziran günlerinde yaşayacaktı.

İşçi sınıfı burada

O güne kadar gelen hafif dalgalı hal, o günler itibariyle ivmelenecek; yaşanan proleterleşme dalgasının politik sonuçları ortaya çıkacaktı.1967’de işçi sınıfı içerisindeki kabarma kendini örgütlülüğe doğru çevirmiş, DİSK kurulmuştu. Egemen blokun işçi sınıfı düşmanı hamleleri bunun karşısında şiddet, baskı ve yasalar yoluyla işçi sınıfının örgütlülüğünün, grevlerinin, eylemlerinin önünü kesmek olacaktı. Yükselen sınıf dalgasının önünü kesmek, ezip geçmek, yok saymak istiyorlardı.

Sendikal haklarını savunmak, sendika haklarının gasp edilmesine yol açacak yasa değişikliğine karşı çıkmak için İstanbul’dan Gebze’ye kadar uzanan bir hatta binlerce işçinin sokağa çıktığı 15 Haziran 1970 günü ise patronlara, iktidara şunu ilan ediyorlardı: İşçi sınıfı burada!

Çoğunluğunu sanayi işçilerinin oluşturduğu kadın erkek binlerce işçi barikatları aşacak, bu direniş ile halkı yanlarına çekecek ve o iki gün içinde muazzam bir ateşi körükleyecekti.

Tarihin sahnesine bir özne olarak çıkan işçi sınıfı birlikte güçlü olduğunu keşfediyordu. Haziran direnişi içinde direnen, dışında destekleyen herkese işçi sınıfının çekirdeğindeki ağırlığı, ülkeyi altüst edecek gücü gösterecekti. Göstermişti.

Yasaya karşı harekete geçen işçiler, ülkenin yörüngesini kendilerine bükmüştü. İkinci gün sayılarının daha da artması ile hükümet İstanbul ve Gebze’de sıkıyönetim ilan etmiş; yüzlerce kişi gözaltına alınmış, polis ve jandarma saldırılarında 3 işçi hayatını kaybetmiş, binlercesi yaralanmış, binlerce işçi işten çıkarılmıştı. Nihayetinde işçilerin direnişi yasadaki önemli maddelerin çoğunun geri çekilmesini sağlamıştı.

İşçi sınıfına “rağmen” atılmak istenen adım geri püskürtülmüş ama daha da önemlisi daha yıllarca sürecek bir büyük ufkun çizgileri şekillenmeye başlamıştı. İşçi sınıfını ezmeye yeltenen, emeği hiçe sayan egemenler karşısında onun mezarını kazacak sınıf tarih sahnesine çıkıyordu.

Tarih bugünde yaşıyor

Üzerinden 52 yıl geçmiş bu direnişin bugün yaşadığını söylemek nostaljik bir hafıza tazelemesi olmayacaktır. Gerçek, o direnişin bugün hala işçi sınıfının içinde nefes alıp verdiğini gösteriyor. Nasıl mı?

Şubat’tan bu yana ülkenin dört bir yanına yayılan direnişlerle gösteriyor. İşçi sınıfı, unutturulmaya çalışılan tarihini dişiyle tırnağıyla çıkarıyor dışarıya. Yemeksepeti işçilerinden Farplass’a, belediye işçilerinden gemi söküm işçilerine kadar; emeğin, insanca yaşamın peşinde olan, hakkını arayan işçilerin arasında boy veriyor 15-16 Haziran. O gün emeğine sahip çıkıp bir adım öne atan işçi sınıfı bugün hala yol gösteriyor. O tarihin ufkunda beliren yaşam, bugün Türkiye işçi sınıfının ufkunda beliriyor.

O ufuk, daha o günlerde bir tohum halinde beliren sosyalizmin ufkuydu. Bugün kapitalizmin en parlak görünümleri çoktan yitip gitmiş ve işçi sınıfı, emekçiler, halklar yüzünü sosyalizme dönerken görüyoruz ki tarihimizdeki direnişler en diri biçimde yaşıyor.

15-16 Haziran direnişi hala güncel ve hala aynı yolu gösteriyor. İşçilerin birliği, sermayeyi yenecek!

52. yılında 15-16 Haziran direnişini selamlıyoruz. Yaşasın işçi sınıfının şanlı 15-16 Haziran Direnişi. Yaşasın devrim ve sosyalizm.