TÖP: Geçinemiyoruz! İnsanca, Gelir Güvenceli Bir Yaşam İstiyoruz!

Ekonomik krizin ve salgının faturasını işçilere, yoksullara ödetmek için düzenlemeler yapmaya devam ediyorlar. Bir yandan büyük sermaye sahiplerine, zenginlere türlü kıyaklar geçerlerken diğer yandan halkın cebindeki üç kuruşa göz dikiyorlar.
Zenginlerin vergi borçlarını affederlerken, işçilere, emekçilere, yoksullara ek vergi yükü bindiriyorlar.
Zenginleri türlü ihalelerle ihya ederlerken, bizleri, hiç kullanmadığımız köprülerin, yolların, faturasını çıkarıyorlar.
Zenginlerin sermayelerini katlamaları için asgari ücreti insanlık dışı bir seviyede tutuyorlar. Ama bizim ödediğimiz elektrik faturalarının, doğalgaz faturalarının yarısından fazlasını vergi olarak cebimizden söküp almayı hak görüyorlar.
Kardeşler;
Neden bizler soğukta, karda, kışta ucuza yiyecek bulmak için uzun kuyruklar oluşturuyoruz? Ve neden tam da biz bunları yaşarken, onlar şatafatlı lüks yaşamlarını gözlerimizin içine sokarak yaşamaya devam ediyorlar?
Neden bizlere hep yokluk, hep yoksulluk, hep geçim derdi düşüyor da, onların payına lüks yaşam düşüyor?
Neden onlar o saraydan öbür saraya, yalıya, villaya geçerken biz kuru ekmeğe muhtaç kalıyoruz? Bir de üstüne sarayın masraflarını biz karşılıyoruz!
Neden sermayedarlara gelince sonuna kadar açılan destek paketleri halka hep kapalı?
İşçiler 2800 TL’ye ev geçindirmeye çalışıyor, kimin umurunda. Milyonlarca işsiz iş bulamıyor, kimin umurunda. Milyonlarca hane kredi, kredi kartı batağında, kimin umurunda. Halk ucuz ekmek, ucuz gıda kuyruğunda, kimin umurunda. Milyonlarca üniversite mezunu genç KYK borcu batağında, kimin umurunda. Gençler işsiz, gençler geleceksiz, kimin umurunda.
Kardeşler, dostlar;
İnsanlar; onlar ki, bizim arkadaşlarımız, dostlarımız, komşularımız, akrabalarımız, iş arkadaşlarımız… Çıkış yolu görmeyince intihar ediyorlar. Buna mecbur değiliz, bu bizim kaderimiz değil. Biliyoruz ki, yoksulluk intiharlarının sebebi “bu ülkede yoksulluk yok” diyenlerdir.
Bize ölümü, yoksulluğu, yıkımı reva görenlere karşı hepimiz ses çıkaralım, taleplerimizi hep birlikte haykıralım:
*Geçinemiyoruz. Asgari ücret olarak bize reva görülen sefalet ücretini kabul etmiyoruz. Asgari ücret arttırılsın.
*Geçinemiyoruz. Servetlerine servet katan zenginlerin servetlerine vergi getirilsin, oluşan kaynak halkın ihtiyaçları için kullanılsın.
*Geçinemiyoruz. Fatura borcu nedeniyle kesintiler yasaklansın! Pandemide elektrik, doğalgaz, su faturaları ücretsiz olsun. Faturalara uygulanan açma kapama bedeli kaldırılsın. Daha önce alınan açma kapama bedelleri iade edilsin.
*Geçinemiyoruz. Elektrik, su, doğalgazdan alınan vergi kaldırılsın. Tüm fatura borçları silinsin.
*Geçinemiyoruz. Öğrenim kredisi borçları silinsin!
*Geçinemiyoruz. Temel gıdalara getirilen tüm zamlar, elektrik ve doğalgaz zamları geri çekilsin. Herkese ucuz ve sağlıklı gıda, ucuz hizmet istiyoruz.
*Geçinemiyoruz, emekli maaşları yetmiyor. Emeklilere insanca yaşam ücreti hemen şimdi.
Kardeşler, dostlar;
Onlar saray sofralarında sefa sürerken, halk ucuz ekmek kuyruğunda inim inim inliyor, pazarın bitiminde çürük meyve toplayarak hayatta kalmaya çalışıyor. Alım gücümüz yetmiyor, cebimizdeki para eriyor, değil ay sonunu getirmek günlük öğünleri bile karşılayamıyoruz, vergi yükü hep bizim sırtımıza biniyor.
Artık yeter, devir değişsin.