Paylaşmak; dayanışmanın en güzel hali – Gamze ÖZKÖK

Bugün içerisinde yaşadığımız kapitalist toplum, insan ilişkilerinin sonsuz yıkımından ve en çok da kadın bedeni üzerindeki patriarkal tahakkümden beslenmektedir. Kapitalizm, bu ilişkiden beslenerek idealize ettiği ve metalaştırdığı kadın bedeni üzerinden yeni bir “tüketim kültürü” yaratmıştır.

Elbette kadının kendisini de, bu rekabetçi, bencil, ihtiyaçtan fazlasını tüketmeye dayalı kültürün içerisine hapsetmeye çalışmaktadır. Bu tüketim kültürünün kadın bedeni için öngördüğü güzellik ve standardize edilmiş beden anlayışında; kadın bedeni, görselliği ön planda olan bir cazibe aygıtı olarak kullanılmaktadır.

Nihayetinde bu “ideal kadına” kavuşmak isterseniz, kendinizi bu tüketim kültürünün içerisinde bulmanız an meselesidir. Düzenli beden egzersizleri öneren programlar, kitaplar, DVD’ler, diyetisyenler, estetik ve cerrahi operasyonlar, kozmetik ve bakım ürünleri, sürekli yenilenen tekstil ürünleri… Bitmek bilmeyen yeni ihtiyaçlar…

Rekabet ve aşırı tüketim sorunu

İhtiyaçtan fazlasını tüketmeye ve her zaman ihtiyacınızın sınırlarını genişletmeye odaklı bu tüketim kültürü, rekabet, kıskançlık, bencillik gibi ilişki biçimlerinde beslemektedir.

Bu yüzden, ataerkil kapitalizmin yaratmaya çalıştığı “ideal kadın”  algısı, kadının özgürleşmesi önünde çok büyük bir engeldir. Çünkü rekabet, kıskançlık, bencillik gibi kapitalizme özgü ilişki kurma biçimleri, kadınlar arasındaki dayanışmayı zayıflatır.

Kadınların özgürleşme mücadelesinde en önemli durak olan kadın dayanışmasının zayıflaması ancak ve ancak patriarkal kapitalizmi güçlendirecektir. Bir özne olarak kadını ve kadının özgürleşme mücadelesini zayıflatacaktır.

Bell Hooks’un dediği gibi “Ataerkil düşünce bizleri, erkeklerden aşağı gören, ataerkinin gözüne girmek için birbiriyle kıyasıya rekabet eden, kıskançlık, korku ve nefret besleyerek birbirini hor gören kadınlar olarak toplumsallaştırdı.”

Paylaş, gülümse, gülümset

Patriarkal kapitalizmin bize dayattığı bu tüketim kültüründen ve tüketim ilişkilerinden ancak kadın dayanışmasıyla sağ çıkabiliriz. Kapitalist tüketim çılgınlığına dur demek için kadınlar arasındaki dayanışmayı örgütlemek için “paylaşımı” yüceltmek gerekiyor.

Mor Dayanışma hem kapitalizmin tüketim çılgınlığına karşı hem de kadın dayanışmasını ve paylaşmayı yükseltmek için birçok ilde ”Paylaş, Gülümse, Gülümset” sloganıyla birçok ilde takas pazarları kurmaktadır. Mor Dayanışma bu etkinlikle birlikte kadınlar arası paylaşmayı ve dayanışmayı pekiştiriyor. Bize dayatılan tüketim kültürüne karşı alternatif bir “paylaşım ve dayanışma” kültürü oluşturuyor.

Mor Dayanışma ilk olarak Hatay’da başlattığı takas etkinliğini ardından Adana, İstanbul, Mersin gibi birçok ilde gerçekleştirdi. Takas pazarına gelen kadınlar hiçbir ücret ödemeden yanlarında getirdikleri eşyayı takas ederek veya takas işlemi yapmadan, ihtiyacı olan eşyayı alabiliyor.

Mahallelerde olumlu tepki alınan takas pazarları, kadınların yan yana geldiği yanlarında getirdiği eşyaları paylaştığı, dayanıştığı bir ağ oluşturuyor. Bu etkinlikleri birkaç ille sınırlandırmayıp birçok ilde yapmayı planlayan kadınlar, yeni bir yaşamın, kolektif bir yaşamın temellerini inşa ediyorlar.