TÖP: Halk düşmanları kaybedecek, halk kazanacak!

Dünkü cenaze töreninde CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik gerçekleştirilen saldırının galeyana gelmiş bir kitlenin basit bir saldırı girişimi olmadığını zaten herkes bilmektedir. 

Hepimizin bildiği gibi bu tarz organize saldırıların tarihi ülke tarihi kadar eskidir. 

Çorum, Maraş, Sivas katliamları, 6-7 Eylül linçi Kobane protestolarındaki iç savaş denemeleri vb. birçok olayda karşılaştığımız gizli şiddet aygıtı dün bir kez daha devredeydi.

Bilinmelidir ki, bu saldırı topluma karşı açıkça bir tehdittir. 

Belli ki iktidar bloğu, 31 Mart seçimlerinde aldığı yenilginin faturasını tüm toplumsal güçlere ödetmek amacıyla birtakım kanlı provokatif denemelerde bulunmak istiyor.

İktidar güçleri ayaklarının altından kaymakta olan toprağı hissediyorlar ve bu gidişi tersine çevirmek için toplumsal alana şiddet, kaos ve çürüme dayatıyorlar.

Öte yandan devlet içi bir başka odağın da “milli birlik”, “kucaklaşma”, “itidal” gibi söylemler üreterek halk güçlerinin seçimler sürecinde elde ettikleri moral verici havayı içererek halkın inisiyatifini kırmaya çalışmakta olduğu görülüyor.

Şimdi halk güçlerinin her türlü provokatif eyleme karşı durmasının zamanıdır. 

Halk güçleri olarak bizlere dayatılan bu iki politikayı da reddederek, kendi yolumuzda, korkmadan, dayanışarak yürümeliyiz. 

Her seferinde acı bir şekilde tecrübe etsek de, tekrar etmekte fayda var: 

Devlet içerisinde konumlanan ve görevi halk güçlerine karşı şiddet ve provokasyonlar yaratmak olan odakların dağıtılması ancak ve ancak gerçek bir halk iktidarında, yani demokratik bir cumhuriyette mümkün olacaktır.

Ne topluma şiddet ve kaos dayatanlar, ne de halkın haklı öfkesini dizginlemeye çalışanlar kazanamayacaklar.

Birlik, dayanışma ve mücadele kazanacak, halk düşmanları kaybedecek. 

Şimdi 31 Mart’taki kazanımlarımızı ileri taşımanın zamanıdır.