TÖP : Kayyum Darbesine Boyun Eğmeyeceğiz! İrademize Sahip Çıkacağız!

AKP-MHP iktidar bloku bir kez daha halkın iradesini tanımayarak, yok sayarak, halka karşı bir siyasi darbe gerçekleştirdi.

31 Mart yerel seçimlerinde kayyumlardan geri alınan Diyarbakır, Van ve Mardin Belediyeleri, bir sabah operasyonu ile, belediye binalarının kapıları iktidarın kolluk kuvvetlerince kırılarak işgal edildi ve halkın seçmiş olduğu HDP’li belediye meclis üyeleri, parti yöneticileri ve üyelerine yönelik ev baskınları ve gözaltılarla çevrelenmiş bir kayyum darbesi gerçekleştirildi.

AKP-MHP iktidar bloku, İçişleri Bakanlığı eliyle Diyarbakır, Van ve Mardin Belediye Eşbaşkanlarını görevden uzaklaştırarak yerlerine Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Mardin Valisi Mustafa Yaman, Van Valisi Mehmet Emin Bilmez’i kayyum olarak atadı.

İktidardakiler, bir kez daha darbe mekaniğini devreye sokarak, faşizmin kurumsallaştırılmasını hızlandıran hamlelerle, rejimin inşasının devamını halka ve halkın iradesine saldırarak gerçekleştirme hedefinde olduklarını göstermiş oldu.

Henüz daha, 31 Mart Seçimleri öncesi atanan ve iki buçuk yılı aşkın belediye koltuklarında oturan kayyumların belediyelerin kaynaklarını yolsuzluk ve borç bataklığına batırmalarının, tarihi zirvelerdeki milyarlarca borcun hesabı halka verilmemişken, bırakalım yargı yoluyla hesap vermeyi sözlü bir açıklama yapma gereği ve sorumluluğu bile duymamışken, şimdi yine ve yeniden halkın iradesi ve taleplerinin üzerinden atlanarak, halka karşı suç işliyorlar.

Belediyelerin kaynaklarını, yağma, talan ve faşist bir rejimi kurumsallaştırmak için savuranlar, bugün bir kez daha hikmetinden sual olunmaz bir nobranlıkla tekrar kayyum olarak atanıyorlar.

31 Mart- 23 Haziran seçim yenilgisinin faturası, ilk elden, batıda faşizme, Kürt illerinde ise kayyumlara kaybettirme stratejisi başarı kazanan ve yerel seçimlerdeki başarının ana belirleyeni olan Kürt halkına kesilmek isteniyor.

Ancak biliyoruz ki, bu darbe, sadece HDP yahut Kürtlere yapılmış bir darbe değildir, yerel seçimlerde AKP-MHP iktidar blokunun kurmak istediği faşist rejime dur diyen, yolsuzluğa, yoksulluğa, yasaklara, baskılara, katliamlara hayır diyen işçilere, kadınlara, gençlere, ekolojistlere, LGBTİ’lere, halklara, inançlara yani halka, halkın tüm kesimlerine karşı bir darbedir.

Bu darbe, AKP-MHP ittifakının halka despotluklarına boyun eğmekten başka bir seçenek sunmadıklarını/sunamayacaklarını ve çoklu krizlerle sarsılan ve zorlanan iktidarın darbe mekanizmasından ve faşizmden başka sarılacak bir şeylerinin kalmadığını gösteriyor.

Bu darbe, AKP-MHP ittifakının halk nezdinde gücünün tükendiğini, meşruiyetlerini giderek kaybettiklerini bir kez daha gözler önüne sürüyor.

Bu darbe, iktidarın 6 Mayıs’ta giriştiği ve halk tarafından geri püskürtülen irade hırsızlığın devamıdır.

Şimdi aynı birliktelikle kayyum darbesine karşı birlikte hareket etme ve kazanma zamanı!

Yönetemiyorlar! Meşru değiller! Halka karşı suç işliyorlar!

Şimdi 31 Mart-23 Haziran seçimlerinde sokakta ve sandıkta yan yana gelen halk güçleri provokasyonlara, kutuplaştırma politikalarına yer vermeden baskılara, yaratılmak istenen darbe ve umutsuzluk iklimine karşı birbirimize ve irademize sahip çıkma ve mücadeleyi büyütme zamanı!

Ne yaparlarsa yapsınlar, başaramayacaklar, son sözü halk söyleyecektir!

Söz yetki karar bu ülkenin gerçek sahiplerine!