TÖP: Korku ve panik arttıkça iktidar faşizme yöneliyor

AKP-MHP iktidarı faşizmi kurumsallaştırma yolunda adım atmaya devam ediyor. HDP belediyelerine yapılan kayyım atamalarıyla, polis şiddetinin yayılmasıyla, bekçilere yeni yetkiler tanınmasıyla, işkencelerle, barolar ve odalara dair yeni yaptırımlarla yetinmeyen iktidar, HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları ile CHP’li Enis Berberoğlu’nın milletvekilliklerini düşürüp tutukladı. Bu siyasi darbeyle iktidarın faşizmi kurumsallaştırmak için el yükselttiği açıktır.

Kısalan siyasi ömrünü uzatmak için pandemiyi “Allah’ın bir lütfu” olarak gören iktidar, baskı ve şiddetini siyasal alanın tümüne yaymaya çalışıyor. Fakat iktidarın bu çabaları halkın direnişiyle karşılaşıyor.
Salgınla mücadele konusunda sosyal bağışıklığın önünü açıp, tüm önlemleri gevşeterek halkın sağlığı konusunda bir kaygıları olmadığını bir kez daha gösterdiler. Onlar için önemli olan şeyin patronların kârları olduğunu bir kez daha gördük. Tek dertlerinin mal ve hizmetlerin tüketilmesi ve böylece kapitalist çarkların dönmesi olduğu apaçık ortada. Halkın sağlığı konusunda canla başla çalışan sağlık emekçilerinin tüm mücadelelerini boşa düşürerek kendi bildikleri yoldan gitmeyi tercih ettiler. Görünen o ki salgın krizini yönetmek konusunda son derece kötü niyetli ve basiretsizler. Beceriksizleri attıkları her adımda ortaya çıkıyor, basiretsizlikleri gizlenemeyecek ölçüde gün yüzüne çıkıyor. Sağlık Bakanı’nın sokağa çıkma yasağı uygulanma gibi bir niyetlerinin olmadığını açıkladığı günün gecesinde sokağa çıkma yasağı ilan ettiler. Hemen ardından da yasak ilanını kaldırdıklarını açıkladılar. Belli ki krizi yönetecek beceri ve kapasiteden yoksunlar. Belli ki yönetemiyorlar, korku ve panik içerisinde debelenip duruyorlar. Bu esnada olan halka oluyor.
Toplu taşıma araçlarında, işyerlerinde, sokakta, çarşıda insanları balık istifi gibi diziyorlar, “salgın bitiyor” propagandalarıyla halkın gerçeklerle ilgili bilgi edinme hakkını ortadan kaldırıyorlar.

Bunların yanı sıra ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte iktidarın kitle desteğinde de giderek büyüyen çözülmeler, iktidarın sanıldığı kadar güçlü olmadığını gösteriyor.
Bu durum halk güçlerinin bu siyasi darbeler karşısında göstereceği tepkinin, darbeleri durdurmakla birlikte iktidarın kısalan ömrünü tamamen bitirme olasılığına da sahip olduğuna işaret ediyor.
Siyasi darbe, pandemiyi yönetmedeki beceriksizlik ve ekonomik krize karşı devrimci, demokrat ve halkçı güçlerin birlikte mücadelesi her zamankinden daha da önemli hale gelmiştir. İşçiler, emekçiler, halklar, kadınlar ve gençler için artık elzem haline gelmiş olan Demokratik Cumhuriyet ile taçlandırmak için mücadeleyi büyütelim!

1 Comment

  • Tevfik Kaçar
    Haziran 6, 2020 at 05:58 PM

    Bildirimlerinizi açıklamalarınızı takip etmek istiyorum

Comments are closed.