TÖP: Savaş ve Yıkım Düzenine Hayır!

Kapitalist düzenin yapısal kriziyle birlikte küresel güçler arasında dünyayı paylaşma noktasında çelişkiler artmakta, bu artışla birlikte küresel savaş tehlikesi de tekrar gündeme gelmektedir. Yıllardır devam eden sürekli savaş hâli, böylece daha da büyük yıkımlar yaratma ihtimalini taşımaktadır

Coğrafyamız yüz seneyi aşkın süredir emperyalist paylaşımın merkezi ve önemli bir çatışma odağı olarak yer alıyor. Suriye’deki savaş yedi uzun seneden sonra yavaş yavaş bitme sinyalleri verse de, dünyada ve coğrafyamızda savaşlar dinmiyor. Pek konuşulmayan Yemen savaşı, İran gerginliği ve sıcak çatışma ortamının içerisinden tekrar tekrar saçılan savaş alevleri bunu gösteriyor.

Türkiye de bölgedeki savaşların getirdiği yıkımın sadece bir nesnesi değil, aynı zamanda bir öznesidir. “Neo-Osmanlıcılık” hayaliyle Orta Doğu’da bölgesel emperyalist hamleye girişen Türkiye burjuvazisi ve devleti, şiddet ve yağma politikalarına rağmen hayallerine kavuşamamış, özellikle Suriye’de bataklığa saplanmıştır.

Türkiye’nin savaşı Orta Doğu ile sınırlı kalmamış, yurt içinde de Kürt halkının barışçıl yollarla çözülebilecek taleplerini şiddet yoluyla bastırma yoluna gitmiş ve gitmeye devam etmektedir.

Halk yoksullaşıyor, savaş bütçesi artıyor!

Bu savaşların yarattığı yıkım yetmezmiş gibi 2018 yılının savaş bütçesi daha yıl bitmeden bir kez daha yüzde 41 oranında artırıldı!

İçine sürüklendiği yapısal krizin mali kriz olarak patlamasıyla köklerine kadar sarsılan Türkiye ekonomisi, savaşa para ayırma konusunda geri adım atmıyor.

Bu ekonomik kriz karşısında halka “aynı gemide olduklarını” hatırlatıp fedakarlık isteyenler, savaş ve ölüm sevdalarından vazgeçmiyorlar.

Bununla birlikte egemenler, sağlık ve eğitimde kamuyu tasfiye ederek, borç ekonomisi nedeniyle gelmekte olan büyük bir iflas dalgasının yükünü halka yüklemeye çalışarak hem ekonomik krizin hem de savaş harcamalarının bedelini emekçilere, kadınlara, gençlere ödetmeye çalışmaktalar.

Demokratik Cumhuriyet için mücadeleye!

Bütün bu saldırılara karşı durmanın ve savaş ile yıkımı durdurmanın yolu mücadeleyi yükseltmekten geçmektedir.

1 Eylül Dünya Barış Günü, yılın diğer bütün günleri gibi, savaşsız, özgür, adil bir dünya için mücadele günüdür.

Savaş ve Yıkım Düzenine Hayır!
Barış, Özgürlük ve Demokratik Cumhuriyet için mücadeleye!

Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP)