TÖP: Savaşlara, talanlara karşı mücadeleyi yükseltelim!

AKP-MHP ittifakı gittikçe zayıflayan iktidarlarını devam ettirebilmek ve faşizmi inşa etmek için ülkeyi ateşe atmaktan çekinmiyor. Afrin, Serekaniye, Libya derken şimdi de İdlib’de cihatçılara arka çıkmak için savaşı göze alan iktidar, 8 askerin hayatını kaybetmesine neden oldu. Savunma direnci kırılan ve kaçmaya başlayan cihatçıların yerine geçen TSK’nın, hızlı ilerleyen ve arkasına Rusya ve İran’ın desteğini alan Suriye ordusu karşısına sürülmesinin daha da çok can kaybına yol açacağı ortada. Fakat iktidar için bunun bir önemi yok. İktidar için önemli olan içeride ve dışarıda sürekli bir savaş ortamının olması. Bunun için Libya ve Ukrayna’daki savaşlara da dahil olmanın derdinde. Ukrayna’da faşistlerin sloganın kullanılması ve Ukrayna ordusuna 200 milyon TL hibe edilecek olması da iktidarın savaşlara müdahil olmak için elinden geleni yapmaya devam edeceğini gösteriyor.

İktidar bir yandan dışarıdaki savaşlara müdahil olma çabasını sürdürürken diğer yandan da içerideki tepkilere karşı baskılarını arttırmaya devam ediyor. Bu bağlamda bekçilere verilen yetkilerin arttırılması iktidarın halkın en ufak bir tepkisinden korktuğunu ve bunu bastırmak için de bütün kolluk kuvvetlerini kullanacağını gösteriyor. Bununla birlikte bekçilerle faşizmin inşasında yol alınmak istendiği de görülüyor. Bekçilerle halkın yaşamın en küçük hücresine kadar müdahale edilmeye çalışılmak isteniyor.

İktidarın korumak için binbir yola başvurduğu talan düzenine dair pislikler ortalığa saçılmaya devam ediyor. Başkentgaz-Kızılay-Ensar Vakfı üçgeninde yaşanılan “skandal” reddedilmek bir yana sahipleniliyor. Kızılay başkanı pişkin bir şekilde yaptığını savunup Jandarma Kızılay’a desteğini açıklarken protestoda bulunanlar polis tarafından saldırıya uğruyor.

Talan düzeni yolsuzluk ve yoksulluğu getirmekle birlikte halkın yaşamını da kastediyor. Van’da yaşanan çığlarda 33 kişi hayatını kaybederken, uçaklar pistten çıkıyor. Talan düzeni halkın canını ve geleceğini her geçen gün yok ediyor.

Fakat artık mızrak çuvala sığmıyor. İktidarın şiddeti, talanı dört bir yana saçılırken halk direnmeye devam ediyor. Metal iş kolu sözleşmelerinde görüldüğü üzere işçi sınıfı başta grev olmak üzere her türlü direnişi göstermeyi göze aldığını ortaya koydu. İktidarın kadınlara yönelik her saldırısını püskürten kadınlar büyük bir mücadeleyle 8 Mart’a hazırlanıyorlar. İktidarın savaş politikalarına karşı halktan tepkiler yükselmeye başlıyor.

Savaşlara, talanlara ve hayatımıza yönelik her türlü müdahaleye karşı şimdi mücadeleyi yükseltme zamanı. Gün geçtikçe zayıflayan iktidarın savaşını ve talanını engellemenin yolu mücadeleden ve bu mücadeleyle kurulacak olan Demokratik Cumhuriyet’ten geçiyor. Demokratik Cumhuriyet için mücadeleyi yükseltelim!