TÖP: Savaş Siyasetine Sessiz Kalmayacağız, Savaşa Hayır!

İktidar içine girdiği devlet krizini, yaşadığı meşruiyet kaybını ve dayanılmaz hale gelen yoksullaşmanın halkta biriktirdiği öfkeyi savaş yoluyla, faşizmi kurumsallaştırarak aşmak istiyor.

AKP-MHP iktidarının hızlandırdığı savaş politikaları can almaya devam ediyor.
İktidar tarafından açıkça desteklenen cihatçı çetelerin, Rusya ve İran desteğiyle ilerleyen Suriye ordusu tarafından bozguna uğratılması sonucu, cihatçıların yerine TSK sahaya sürülmüştü.
Suriye ve Libya’da, gücünün çok üstünde savaş hamleleri yapan iktidar, resmi kaynaklara göre Suriye’de 33, Libya’da 10 askerin hayatını kaybetmesine sebep oldu. Resmi olmayan kaynaklara göre; hayatını kaybeden asker sayısı daha yüksek.

Siyasi iktidarın savaş politikalarının bedeli, Türkiye halklarına ve mültecilere ödetilmek, ülke topyekûn savaş ve ölüm bataklığına çekilmek isteniyor.
Verilen ağır kayıplar da bir kez daha gösteriyor ki, bu savaş bizim savaşımız değil, bu savaş işçilerin, emekçilerin, kadınların gençlerin, halkların savaşı değil!

Savaşın sorumlularını iyi biliyoruz, derinleşen çoklu kriz ahvalinden krizi millileştirerek çıkmaya çalışan iktidar, sürekli savaş halini devrede tutarak rejimin ayaklarını kurmaya çalışıyor.
Ancak yine biliyoruz ki, bu halkın çocuklarını davulla zurnayla savaşa uğurlayanlar kadar,
savaş tezkeresine evet diyenler de yaşanan ölümlerde sorumludur.

İktidarın hesapları

Askerlerin ölüm haberi gelir gelmez iktidar; RTÜK kısıtlamaları, sosyal medyaya erişim engeli gibi yöntemlerle halkın haber alma hakkını engelleme yoluna gitti.

Bu yolla halkta oluşan öfkeyi manipüle etmeyi amaçlayan iktidar, asker cenazeleri üzerinden milliyetçilik dalgasını yükselterek kaybetmeye başladığı halk desteğini yeniden konsolide etmeyi umuyor.

İktidar çeşitli illerde demokratik eylemler ve yan yana gelişlere yeni yasaklar getirerek; kurumsallaştırmaya bir türlü gücünün yetmediği faşizmi, savaş politikalarına yaslanarak güçlendirmeye çalışıyor.

Mültecilerin Avrupa’ya geçişlerinin engellenmeyeceği açıklamasını da yapan iktidar; bu yolla Avrupa ülkelerine mülteciler üzerinden yaptığı şantajı sürdürüyor.

İktidarın bu açıklama ve sonrasındaki söylemlerle iç politikada asker ölümlerinin yarattığı öfkeyi, manipüle ederek mültecilere yönlendirmeyi amaçladığı görülüyor.

Savaşa karşı mücadele edelim!

Ancak, iktidarın hesaplarının tutması hiç kolay değil!
Hala hareket halindeki Gezi kitlesi, kadınlar, doğa savunucuları, işçiler oldukça güçlü dinamikler olarak sahnedeler.

Açlık, yoksulluk, işsizlik, kadın düşmanlığı, ekolojik yıkım gibi onlarca başlıkla mücadele eden halk güçlerinin yükselen öfkesi, iktidarın savaşı sonucunda yaşanan ölümlerle daha da bileniyor.

İktidarın faşizm hesapları, halkın öfkesiyle sınırlanıyor.
Şimdi mücadeleyi yükseltme zamanı.
Siyasi iktidar derhal İdlib’ten çekilmeli, savaş politikaları son bulmalıdır.