Kadınlar bekçi istemiyor – Gamze Özkök

AKP/Erdoğan iktidarı, içinde bulunduğu krizleri aşmak ve faşizmi kurumsallaştırmak için hem içerde hem de dışarıda bir savaş politikası yürütmektedir. Yeni bir toplum dizayn etmeye çalışan iktidar, korku ve denetleme aygıtlarını mümkün olan en yüksek düzeye çıkarmaya çalışıyor.

Bu kapsamda uygulamaya konulan bekçilik sisteminin amacı; Erdoğan iktidarının selameti için güçlendirilen baskı mekanizmalarının önemli bir kolu olarak, güvenlik güçlerinin yeteri kadar giremediği tüm alanlara nüfuz etmeyi sağlayabilmektir.

Geçtiğimiz günlerde bekçilere; vatandaşlara kimlik sorabilme yetkisi ile üst arama, silah ve zor kullanma gibi yeni yetkiler tanıyan yasa kabul edildi.

Söz konusu yasa toplumun tüm kesimi etkilemekle birlikte en çok kadınları endişelendiriyor. Son günlerde bekçilerle alakalı kadın tacizi haberlerini incelediğimizde bu endişenin çok da haksız olmadığını görmekteyiz.

Kadınlar üzerindeki baskı artıyor

AKP iktidarı, 18 yıldır kadınları tümüyle kamusal alandan dışlamaya ve eve kapatmaya yönelik kadın düşmanı politikalar dayatmaya çalışıyor.

Bu bağlamda bekçilere özel yetkilerin verileceği yasa da kadınların hayatlarını katmerli bir biçimde denetleyecek, baskılayacak, engelleyecek bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor.

Bekçilerin, oldukça güçlü bir sistem olan patriyarka içinde, kadınların yaşam alanlarında yeni bir baskı mekanizmasına tekabül edeceğini ve kadınlar için ahlak bekçileri olmaktan öteye gidemeyeceğini öngörmek zor değil. Bekçilere verilen yeni yetkiler ile birlikte, kadınların hayatları ve özgürlük alanları kısıtlanmaya devam edecektir.

Toplumun yaşam alanlarına nüfuz eden bekçiler ellerine verilen yetkiyle birlikte patriyarkaya da dayanarak; gece sokakta olduğu, sevgilisiyle dolaştığı veya alkollü olduğu için kadınlara müdahale edebilecek ve hatta silah doğrultabilecektir.

Erkek bekçiler tarafından kadınlar, üst aramasına tabi tutulabilecek hatta alıkonulabilecek. Var olan tüm bu yetkiler ve uygulamalar bekçiler tarafından kadınlara yönelik tacizin hatta cinsel saldırının önünü açacaktır.

Bekçiler tarafından yaşayışları “genel ahlaka” uygun görülmeyen kadınların kapıları çalınabilecektir.

Bekçilere özel yetkinin verilmesi, kadınların yaşamın içerisinde var olma mücadelesini etkileyecek ve ciddi anlamda korku atmosferi yayacaktır.

Bekçi değil, kadın dostu mahalleler ve kentler

Kadın düşmanı bakış açısı tüm politikalarına sirayet etmiş olan iktidarın çıkardığı her yasa, erkekliği daha da palazlandırıyor.

Kadınlara sorulmadan, kadın örgütleri muhatap alınmadan “kadını koruma” adı altında oluşturulan uygulamalar, kadınların hayatlarını daha da kısıtlıyor ve hatta tehlikeye atıyor.

Kadınların yaşam alanlarına bekçi atamak yerine, bu yaşam alanlarının kadınların özgün ihtiyaçlarına uygun şekilde dönüşümünün sağlanması gerekiyor.