Sınırsız, Sınıfsız, Sürgünsüz, Sömürüsüz bir Dünya için Birlikte Mücadeleye!

Dünya ölçeğinde hamaset politikalarıyla donanmış, işçi, emekçi, yoksul, kadın, göçmen, mülteci düşmanı, homofobik, muhafazakar, sağ faşist erkek temsillerinden oluşan iktidar yönetimleriyle karşı karşıyayız.
Göçmen ve mülteci sorunu bir siyasi ve toplumsal krize, “göçmen krizi” egemenlerin elinde siyasi bir koza dönüşmüş durumda.
Tüm dünyada artan göçmen ve mülteci düşmanlığı, emperyalist politikalar kapsamında ısrarla sürdürülen savaş haline eklemlendirilerek, ırkçı ve milliyetçi söylem ve politikalarla kışkırtılıyor, derinleştiriliyor.
Göçmen işçiler sermaye politikaları güdümünde, kayıt dışı ve güvencesiz koşullar altındaki piyasada ucuz iş gücü olarak sömürülüyor ve nefret söylemlerinin hedefi haline getiriliyor.
Giderek derinleşen ekonomik krizle birlikte, en yoksul ve en zengin arasındaki uçurum korona virüs salgını ardına daha da keskinleşirken, kriz öncelikle güvencesiz ve kayıt dışı emeğin ve düşük gelirlilerin çalıştığı sektörleri, emekçileri vuruyor. İşsizlik ve güvencesizliğin boyutları genişliyor. Krizin, istihdamda ve gündelik yaşamda yarattığı sorun alanları göçmen ve mültecilere yüklenerek, göçmenler günah keçisi ilan ediliyor, toplumsal kutuplaşma tetikleniyor.
Göçmen ve mültecilerin karşı karşıya kaldığı baskı, şiddet ve zor politikaları gündeme bile getirilmiyor. Gelinen aşamada göç ve sınır politikalarıyla, göçmenler kitlesel olarak ölüme sürükleniyor, kaderlerine terk ediliyor.
Milyonlarca göçmen ve mülteci herhangi bir güvenceye ve yasal statüye tabi olmadıklarından, en temel insan hakları olan sağlık, barınma, eğitim, çalışma ve sosyal haklardan yararlanamıyor. Göçmen ve mülteciler sınır kapılarında insanlık dışı koşullarda açlığa, sefalete terk ediliyor. Kadın, çocuk ve LGBTİ göçmenler ise ayrımcılık ve cinsiyetçilikle bezeli daha vahim bir gerçeklikle hayatta kalmaya çalışıyor.
17 Ekim, Göçmenlerin Ulusötesi Mücadele Günü vesilesiyle, tüm dünyada ve Türkiye’de artan göçmen düşmanlığı, ırkçılık, ayrımcılık ve sömürüye karşı, öldüren sınır politikalarına, baskıya şiddete hamaset politikalarına karşı, sınırsız sınıfsız sürgünsüz sömürüsüz bir dünya için göçmenlerle dayanışmaya ve birlikte mücadeleye çağırıyoruz.
TÖP Sözcüler Kurulu Üyeleri Perihan Koca, Pelin Kahiloğulları, Juliana Gözen