Direniş yayılıyor, halkın tepkisi büyüyor!

Ekonomik krizin çokça konuşulan sayısal verilerinin gerçekte ne anlama geldiği, başta işçi sınıfı olmak üzere, tüm halk kesimleri tarafından acı biçimde deneyimleniyor. Halk güçlerinin uzun bir süredir devam eden pasif direnişleri yüzünü yavaş yavaş aktif direnişlere dönüyor. Bu direnişler genellikle ekonomik talepler tarafından belirleniyor. Ancak görüldüğü kadarıyla ekonomik olanla siyasal olanın iç içe geçtiği bir özel durum içerisine giriyoruz.
Ekonomik talepler, örneğin ücret artışları, zamlara karşı tepkiler, yüksek enflasyon, aslında bunların derinlerinde yatan bir dizi siyasal sebebin de sorgulanmasını beraberinde getiriyor. Özelleştirmelerin yıkıcı sonuçları, pandemi ve krizin etkisiyle siyasal iktidarın sınıfsal doğası, neoliberalizmin toplum içerisinde yarattığı büyük yıkım, hak arama mücadelesinin kuruculuğu şimdi halk güçleri tarafından bizzat mücadele içerisinde kavranıyor.
Hemen yakın döneme baktığımızda Boğaziçi gençlik direnişinde somutlaşan ve üniversiteli gençlikle sınırlı kalmayan siyasal içerikli direniş, kadınların uzun yıllara yayılan ve büyüyen mücadele pratikleri, ekoloji hareketinin yine yıllara yayılan mücadeleleri önemli deneyimler biriktirmişti. Bu birikim sürerken, sahneye üretimin merkezinde yer alan işçi sınıfının bölge bölge, sektör sektör yayılan direnişleri eklendi. Görünüşe göre bu direniş pratikleri sürecek.
Öyleyse sermayenin somut gündelik hareketi tarafından belirlenen, işçi sınıfı merkezli bir özneleşme eğiliminin uzun süredir filiz vermekte olduğunu tekrar etmekte fayda var. Bu filizlenmenin acilen bir programla buluşması gerektiğini de aynı kararlılıkla tekrar etmek gerekiyor.
Şimdi halk güçlerinin bağımsız mücadele hattındaki iddiayı yükseltme, türlü kazanımları hedefleyerek bu filizlenmenin bir inşayla buluşmasını sağlama zamanıdır. Komünistler olarak güncel görevimiz budur. Partimiz bu tarihsel görevi sırtlanmaya hazırdır.