Çocukların Hakları Hayata Geçmeden Bayram Olmaz!

Bugün 23 Nisan. İsterdik ki çocuklar için bayram ortamından bahsedebilelim.
Çocukların haklarının yetişkinler, devlet kurumları ve piyasa güçleri tarafından ihlal edildiği,
Toplumun bir öznesi sayılmadıkları, hatta neredeyse yok sayıldıkları, duyulup görülmedikleri Çocukların kötü muameleye, ihmale maruz bırakıldığı, en az 1,5 milyon çocuğun işçi olduğu, on binlercesinin zorla evlendirildiği, çocuğa yönelik cinsel istismar suçlularının cezasız bırakılabildiği, çoğunun görülmediği, eğitimin eşit, bilimsel, anadilinde ve parasız olmadığı, hatta giderek dinileştirildiği, çocuk yoksulluğunun giderek yükseldiği, SMA hastası çocukların ilaca erişemedikleri için hayatlarını kaybettiği, Kürt çocukların panzerlerin altında ezildiği, anadiline erişemediği, göçmen ve mülteci çocukların ayrımcılığa, nefret söylemine maruz bırakıldığı, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi imzalamasına rağmen hala çekincelerin kaldırılmadığı, işlevsel, sürdürülebilir bir çocuk koruma politikasının geliştirilemediği Türkiye’de; Bir çocuk bayramından bahsetmemiz mümkün değil.
Çünkü bizim için “Çocuk olmak, hakları hayata geçebilen çocuklar olmaktır.” Çocuk haklarından daha yüksek sesle söz edebilmeyi istiyoruz.
Çocuklarla birlikte yaşamı inşa ederken sınıf farklılıklarının çocuklar üzerinde yarattığı sonuçların, kimlik temelli ayrımcılığın, çocukların yok sayılmalarının, başta yaşam hakkı ihlalleri olmak üzere maruz bırakıldıkları hak ihlallerinin önüne geçmesi için devletin sorumluluğunu hatırlatmayı sürdüreceğiz.
İhmal ve istismara yönelik önleyici ve koruyucu, çocuğun üstün yararını temel alan politikalar geliştirilmesini talep edeceğiz. 23 Nisanlarda kırmızı koltuklara oturtulmuş çocukların, gerçek katılım ve sahici temsile sahip olmasını, göstermelik katılım ve maskotluk olarak kavramsallaştırabileceğimiz bu “geleneğin” son bulmasını istiyoruz.
Bu haliyle 23 Nisanlarda çocuklar, yalnızca bir resmigeçit törenlerinin bir parçası oluyorlar, militarizmle donatılmış bir günün “nesne”leri haline getiriliyorlar.
 Biz çocuk bayramımızı, çocukların ulus devletin makbul vatandaşı olarak gösterildiği günlerde değil, çocukların yeryüzünde birer özne olduğu ve haklarının hayata geçebildiği günlerde kutlayacağız.
Şimdilik 23 Nisan’ı çocuk hakları adına söz söyleyebileceğimiz, seslenebileceğimiz bir fırsat olarak görüyoruz.

Gerçek bir bayram ancak,
Çocukların haklarıyla var olan bir birey olarak görüldüğünde, çocuk odaklı ve çocuğun üstün yararı gözetildiğinde,
Bütün çocukların, çocuk olmaktan kaynaklı ortak ezilme biçimlerine maruz bırakılmadığında, yetişkin yönetim ve denetiminden bağımsız olabildiği günlerde,

Gerçek bir bayram ancak,
Çocukların toplumun aktif birer yurttaşı, parçası olduklarında; karar mekanizmalarına katılabildiklerinde ve söz söyleyebildiklerinde mümkün olacak. O zaman bayram, çocukların istedikleri her gün istedikleri biçimde olacak. Öyle bir bayramda ulus egemenliği, düşmanlar, savaşlar, zorla ezberletilen şiirler, tek tip kıyafetler, marşlar değil; oyunlar, barış, kardeşlik ve neşe olacak.

Bizler diyoruz ki; gelin çocuk bayramını, çocuk hakları adına söz söyleyebileceğimiz bir fırsat olarak görelim ve çocuk haklarını çocuklara teslim etme yolunda bütünlüklü bir mücadele yürütelim.

Çocukların, eşit ve özgür bir çocukluk geçirebilmeleri için bütünlüklü bir çocuk politikası uygulanması, başta Çocuk Hakları Sözleşmesi olmak üzere, çocuklar için de koruyucu maddeler içeren İstanbul Sözleşmesi ve çocukların cinsel sömürü ve istismarına karşı imzalanan Lanzarote Sözleşmesi’nin uygulanması yolunda adımların bir an önce atılması yönünde sesimizi yükseltelim.

Çocuklar için, çocuklarla birlikte; gelecekte değil, bugün çocuk hakları mücadelesini yükseltelim.

TÖP Çocuk Hakları Meclisi