Makaleler

Makaleler

İktidar çoklu kriz öteliyor – Volkan Yaraşır

2018 yılında Türkiye'nin içine girdiği döviz krizi, Arjantin'in yaşadığı borç kriziyle birlikte küresel krizin üçüncü fazını işaretledi. Kriz böylece periferiye yansımış oldu. Kırılgan 5'li ya da kırılgan 8'li diye tanımlanan ülkelerin (Arjantin ve Türkiye bu kategorinin içinde yer alıyor) ya da ikinci kuşak kapitalist ülkelerin, krizin bu fazından şiddetle etkilenmesi yüksek olasılıktır. Arjantin'de IMF'yle yapılan stand-by anlaşması sonucunda borç çevriminin kırılması engellendi. Sosyal yıkım programları devreye sokuldu. Uygulanan ultra neo-liberal...

DEVAMINI OKU
Makaleler

Kadınlar bekçi istemiyor – Gamze Özkök

AKP/Erdoğan iktidarı, içinde bulunduğu krizleri aşmak ve faşizmi kurumsallaştırmak için hem içerde hem de dışarıda bir savaş politikası yürütmektedir. Yeni bir toplum dizayn etmeye çalışan iktidar, korku ve denetleme aygıtlarını mümkün olan en yüksek düzeye çıkarmaya çalışıyor. Bu kapsamda uygulamaya konulan bekçilik sisteminin amacı; Erdoğan iktidarının selameti için güçlendirilen baskı mekanizmalarının önemli bir kolu olarak, güvenlik güçlerinin yeteri kadar giremediği tüm alanlara nüfuz etmeyi sağlayabilmektir. Geçtiğimiz günlerde bekçilere; vatandaşlara kimlik...

DEVAMINI OKU
Makaleler

Kadın sığınakları – Cemile Baklacı

Kadın sığınma evi ilk olarak 1990 yılında 19 sığınak ile Sosyal Hizmet Çocuk Esirgeme Kurumu(SHÇEK) tarafından “Kadın Konukevi” adıyla açılmıştı. Kadınların evlerini terk etmeleri, boşanmak istemeleri, güçlenip, tahakküm altına alındıkları çarktan çıkıp kendi hayatlarını yeniden kurmak istemesi erkek egemenliğine, bununla beslenen erkek devlet sistemine ters, yanlış! E bu nedenle iktidar da kadınları konuk evinde ‘konuk’ edip yeniden ‘eve’ göndermenin niyetinde. Bu nedenle devletin konukevi diyerek niyetini açık ettiği ve şiddeti...

DEVAMINI OKU
Makaleler

Toplumsal nesneye karşı, politik sanat – Utku Şahin

Kapitalizm iktisadi ve siyasal hegemonyasını inşa ederken, kültürü önemli bir araç olarak kullanıyor. Toplumların neyi izleyip neyi okuyacağına, nasıl yaşayacağına kadar tüm yönelimlerini konsolide eden, bu süreci her gün her saat yeniden üreten bir yapıdan bahsediyoruz. Herhangi bir olguyu veya olayı geniş kitleleri etkileyecek ve yönlendirecek boyutta üreterek, özneleşme sürecini zorlaştırarak bireyleri nesneleştiriyor. Adorno’nun kavramsallaştırmasıyla kapitalist sistemin bireyi “toplumsal nesne” haline getirmekte kullandığı biçim “kültür endüstrisi” olarak tanımlanıyor. Dünya çapında...

DEVAMINI OKU
Makaleler

Alevi hareketinde beşikler ve eşikler – Şilan Sürmeli

Dünyada ve Türkiye’de birçok kriz dinamiği birlikte hareket ediyor. Kapitalist sistemin yarattığı bu çoklu kriz sarmalında bireyler ve/veya topluluklar ise çoklu mücadele yöntemi geliştirme sürecini inşa ediyor. Sözgelimi bir kadın olarak yaşama dair bir duruş sergilenirken artık bu yetmez hale geliyor, bunun yanına genç, işçi, Kürt, Alevi vs. kimliklerimiz ekleniyor ve kendimizi birden fazla duruşla bu hayattaki mücadele dinamiklerinin arasında buluyoruz. Bu karmaşık ve belirsiz süreçte haklarımızı talep ettiğimizde ise...

DEVAMINI OKU
Makaleler

Yoksulluk, yıkım ve intiharlar: Dayanışma üzerine düşünmeliyiz! –...

İşçi sınıfının ve yoksulların krize karşı öfkesi şimdilik topyekün düzenin kendisine yönelmiyor. Bunun yerine öfke, özyıkım şekline bürünüyor ve intihar olarak karşımıza çıkıyor. Belki intihar olayı bin yıllardır vardı, ama günümüz kapitalist dünyasında, özelikle kriz dönemlerinde artış gösteriyor. Günümüz neoliberal dünyasında insanlar, artık egemenliğin kurucu unsuru, kamu üyesi ya da hak sahibi değiller. Neoliberal uygarlığın insanlara bakışı şöyle: İnsanlar, birer insan sermayesi olarak ekonomik büyümeye ya katkıda bulunacak ya da...

DEVAMINI OKU
Makaleler

Emperyalistler arası çatışmanın zemini – Evrim Muştu

ABD’yle doğrudan ve resmi olarak savaşta olmayıp, ABD’nin askeri üslerine resmi olarak füze saldırısı uygulayan bir devleti kimse hatırlar mı? Evet, yarım yüzyıldan fazla süren bu çatışma hakikatten yeni bir zirveye ulaşmış oldu. Uzun zamandır süren bu çatışmadan dolayı solun bazı kesimleri tarafından İran “anti-emperyalist” olarak nitelendiriliyor. Bu çatışmaya yakından baktığımızda ise durumun farklı olduğunu anlıyoruz. İran’ın anti-emperyalizmi Çatışmanın uzun vadeli süreçlerine baktığımızda tarihte asıl olarak yaşanan ilk krizin; 1951’de...

DEVAMINI OKU
Makaleler

Şirketleşen sendikalar ve patronları – Emrah Arıkuşu

Sendikalar ilk olarak 19. yüzyılda işçilerin birleşik mücadele örgütleri olarak ortaya çıktılar. Bu ortaya çıkış sürecinde birlikte hareket etme, ortak çıkarları savunma, dayanışma ve kardeşlik temel sloganlar oldu. İşçilerin mücadele ederek sermaye sınıfına zorla kabul ettirdiği sendikalar bugün de işçilerin en önemli araçlarından birisi.  İşçileri sermaye sınıfının saldırılarından korumak, işçilerin haklarını genişletmek ve bu hakların anayasal güvence altına alınmasını sağlamak sendikaların temel işlevidir. Ancak sermaye her şeyin içini boşalttığı gibi...

DEVAMINI OKU
Makaleler

CHP’nin refleksleri: Siyasi hata mı, karakter mi? –...

Cumhuriyet'in kuruluş sürecinde Osmanlı'dan devralınan despotik devlet geleneği, sermaye fraksiyonları ve devlet sınıflarının çatışmalı koalisyonu şeklinde biçimlenen bir iktidar oluşturdu.  Her ne kadar birbirlerine karşıymış gibi görünseler de AKP ve CHP bu iktidarın farklı fraksiyonlarını temsil ediyor ve aralarındaki gerilim, daha çok hangi fraksiyonun egemenlik kuracağı üzerinden ilerliyor.  Kuruluşundan beri, Osmanlıdan devralınan despotik devlet geleneğinin öz evladı olan CHP'nin siyasi reflekslerini, bu tarihsellikten ayrı düşünmemek gerekiyor. CHP tarihsel rolünü oynuyor...

DEVAMINI OKU
Makaleler

Deprem öldürmez kapitalizm öldürür – Zeki Öztürk

Tarih sahnesine, insanları şehirlerde kitleler hâlinde yaşamaya başlatarak çıkan medeniyet; bazen düşe kalka bazen sıçraya sıçraya İ.S. 2019 yılına kadar gelebildi. Afetler ve özellikle depremler, bu zamana kadar şehirleri sayısız kere test etti, yeniden inşa edilmesini sağladı. Kapitalizm ise medeniyete hâkim olduğu kabaca son 200 yılda depremi bir tür yeniden-ilkel birikim fırsatı olarak değerlendiriyor. Proletaryanın birikmiş emeğiyle yükselen kentleri, inşaatçılar ve devlet sınıfları normal zamanlarda olduğu gibi, depremlerle de yıkıp...

DEVAMINI OKU