TÖP: Yoksulluğa, Yıkıma, İntiharlara Karşı Örgütlü Mücadeleyi Yükseltelim!

Bir süredir gündemde olan intiharlar ve toplumsal yıkım çeşitli tartışma noktalarına hapsedilerek meselenin içi boşaltılmaya çalışıyor.

Milyonlarca insan geçim derdi içinde çıkış yolu arıyor. Yüksek enflasyon rakamları gizlenmeye çalışılıyor oysa günlük yaşamda gerçek enflasyonla her gün karşı karşıya kalıyoruz.

İnsanları yoksulluğa iten düşük asgari ücret zaten zamlar ve enflasyon yüzünden eriyor. Kısa bir süre sonra gündeme alınacak olan asgari ücret zammı ise açıklanan hayali enflasyon hedefi üzerinden hesaplanmak isteniyor.

Açıklanan enflasyon hedefi gerçek anlamda hayali ve hiçbir gerçeklik ifade etmiyor. Bu hayali enflasyon hedefiyle asgari ücrete zam yapmak açlık sınırının altına insanları itmek demektir.
Hükümet ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ağız birliği yapmışçasına krizin yükünü işçilere ve yoksullara yüklemek istiyorlar.
Ve üstelik milyonlar yoksullukla, enflasyonla, zamlarla, işsizlikle, açlık ve sefaletle, borçla mücadele ederken, hükümet yetkilileri çıkıp hiç utanmadan pişkince ülkede yoksul kimse olmadığını iddia ediyor.
Bu arada zenginler krizden kârlı çıkarak daha da zenginleşiyorlar.
Çıkış yolu arayıp da bulamayanlar intihar ediyor. İnsanlar tahammül edilemez hale gelen yaşamlarına son veriyorlar.

Yoksullaşıyoruz, geçinemiyoruz, borçlanıyoruz, ölüyoruz.

Açıktır ki biz işçi ve emekçilere, yoksullara yıkım ve ölümden başka bir şey vaat etmiyorlar. Bilinmelidir ki intiharların ve ölümlerin sorumlusu bu işsizlik ve açlık rejimini sürdürmek isteyen ve buradan ikbal peşinde olanlarındır.

İntiharlar iktidar medyası ve kimi kayıtsız kesim tarafından çarpıtılıyor ve içi boşaltılıyor. İntiharları ahlaki, vicdani veya psikolojik etkenlerle açıklamaya, münferitleştirmeye ve böylece gerçeklerin üzerini örtmeye çalışıyorlar. Üstelik intiharları tartışanları, ölümleri malzeme yapan “kötü niyetli” kişiler olarak nitelediler.

Bilinmelidir ki intiharlar nereden bakılırsa bakılsın krizin ve düzenin kendisinin ağırlaşan koşullarının yarattığı çıkışsızlık ve çaresizlik duygusunun ürünüdür.
Ve bilinmelidir ki bu ölümler intihar değil, düzenin ve onun temsilcilerinin işledikleri cinayettir.
Çıkışsız değiliz, çaresiz değiliz. Şimdi öfkemizi yoksulluk, yıkım ve ölüm yaratan bu düzenin kendisine yükseltmenin vaktidir.

Şimdi kendi kaderimizi elimize almanın, haklarımız için mücadele etmenin zamanıdır.
Birlikte mücadele etmek, öfkeyi doğru yere yönlendirmek için bir araya gelelim. Mücadeleyi yükseltelim. Çare de umut da halkın örgütlü birliğinde.

Toplumsal Özgürlük Partisi – Girişimi (TÖP)