AKP-MHP ittifakı günlerdir binbir şantaj, linç ve saldırıyla tekrarlatmak istediği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini YSK “aracılığıyla” iptal etti.
Bırakalım evrensel hukuku, 12 Eylül darbesinin karikatür hukukuna bile aykırı
bir şekilde alınan karar, AKP-MHP ittifakının halka despotluklarına boyun
eğmekten başka bir seçenek sunmadıklarını gösteriyor.
İptal kararı halk iradesine karşı gerçekleştirilmiş bir sivil darbedir.
Bu darbe, AKP-MHP ittifakının halk nezdinde gücünün tükendiğini,
meşruiyetlerini giderek kaybettiklerini ve artık sadece devlet içinde
çöreklenmiş asalaklar aracılığıyla “bekalarını” sürdürebileceklerini
gösteriyor.
Nitekim 31 Mart seçimleri ve ardından 1 Mayıs’ta kendi ayakları üzerinde
dikilen işçiler, emekçiler ve halk güçleri iktidar blokunun sonunu getirecek
yolu işaret ettiler, etmeye devam ediyorlar.
Yaşanan gelişmeler bizlere 7 Haziran-1 Kasım 2015 sürecini anımsatsa da, ne
iktidarın o eski “güçlü” iktidar olduğunu ne de halk güçlerinin böyle
provokasyonlara yol verecek konumda bulunduğunu gösteriyor.
Şimdi, her türlü provokatif durum, uçlaşma zorlaması ve panik yaratma girişimlerini soğukkanlılıkla engellemek gerek.
31 Mart’ta yan yana gelen halk güçleri, hiçbir provokasyona yer vermeden, bu birliği sürdürmelidir.
Son derece olağanüstü ve kritik bir dönemeçteyiz, birbirine zıt çok fazla olasılık aynı anda devrede.
Ancak, bu sürecin nereye evrileceğini belirleyecek yegane güç halktır.
Kendi yaşamlarımıza, yarınlarımıza, geleceğimize sessiz ya da seyirci kalmayalım!
Umutsuzluk ve karamsarlığa karşı mücadeleyi büyütelim.
Halkın kendi ihtimalini yaratalım!
Şimdi YSK eliyle halkın iradesine yapılan darbeye karşı, halkın gerçek ve acil çıkarları
doğrultusunda örgütlenecek Demokratik Cumhuriyet ve halkın çıkarlarını garanti
altına alacak Demokratik Anayasa için mücadele etme zamanı!
Yapamayacaklar, başaramayacaklar, yenilecekler!
Biz halkız, halk kazanacak!