“Devrimci Yeniden Yapılanmadan Partileşmeye” 5.Olağan Genel Konferansı Sonuç Bildirgesi

Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi’nin 5. Olağan Genel Konferansı 30-31 Ocak 2016 tarihleri arasında İstanbul’da yapıldı. 2 gün süren Konferansa, Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi’nden (TÖPG) 153’ü delege olan 300’ü aşkın bir katılım sağlandı. Konferansa, 16 ilden katılım sağlandı.
Konferans, Juliana Gözen’in yaptığı giriş konuşması ile başladı. Sosyalizm mücadelesinde hayatını kaybeden devrimciler için yapılan saygı duruşu sonrasında, Konferans Divanı’na Meral Çınar, Serkan Nar ve Şilan Sürmeli seçildi. Divan başkanı olarak seçilen Meral Çınar’ın yaptığı açılış konuşması ve hep birlikte söylenen Enternasyonal Marşı ile konferans başlatıldı. Gündem önerilerinin oy çokluğuyla kabul edilmesinin ardından, TÖPG eş sözcüsü Oğuzhan Kayserilioğlu açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
Konferansa; Kongreya Jinen Azad (KJA) kurucularından Sebahat Tuncel, Halkın Türkiye Komünist Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, EHP Genel Başkanı Sibel Uzun, Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay, Devrimci Parti Genel Başkanı Ufuk Göllü, Emek Partisi Kadıköy ilçe başkanı Nuri Gündoğdu, Kaldıraç Dergisi sözcüsü Hakan Dilmaç, İstanbul Kent Savunmasından Deniz Özgür, Arçelik LG direnişinden işçiler, Suruç şehitlerinden Hatice Ezgi Saadet’in babası Ali Saadet, Sorun Yayınları Kollektifi ve Söz ve Eylem adına İsmail Hardal, Araştırmacı-yazar Volkan Yaraşır ilk gün izleyici olarak katıldılar ve yaptıkları konuşmalarla görüşlerini belirtip, konferansın Türkiye devrimci hareketi için başarılı olmasını dilediler. Yurt dışında oldukları için konferansa katılamayan TÖPG üyeleri de, yazdıkları mesajlar ve canlı Skype bağlantılarıyla, başarı dileklerini iletti.
İsviçre’den “Revolutionüer Aufbau Schweiz” (İsviçre Devrimci İnşa-Yapılanma) hareketinden gelen konferansı selamlama metni okundu.
AKP’nin üniversitelerde yürüttüğü faşist politikalara direndiği için tutsak düşen TÖPG üyesi Ali Haydar Buluş ve Cenk Kaya’nın konferansa gönderdiği selamlama mektubu okundu. Konferans, tüm siyasi tutsaklara alkışlar ve sloganlarla devrimci selamlarını iletti.
Konferansta, dünya ve Türkiye’nin birçok sorunu tartışıldı, tespitler yapıldı ve kimi yönelimler kararlaştırıldı. En son gündem maddesinde de, “partileşme” kararı alındı.
Parti Kararı
Konferansta, TÖP-G’nin ulaştığı örgütlenme ve politikleşme düzeyinin, yoldaşlaşma yoğunluğunun, moral gücü ve direnç kapasitesinin, devrimci-pratik reflekslerinin, mücadele etme ve hamle yapma yeteneğinin, farklı halk güçlerini ve mücadelelerini ortaklaştırma kapasitesinin, pratik örgütsel yayılımı ve etki alanının, partileşme düzeyinde bir yoğunluğu taşıyabilecek asgari pratik var oluşa evrildiği tespiti yapıldı.
Ana hatları oluşan teorik zeminin de, partileşme düzeyinde yoğunlaşabilen bir komünist pratik duruşun üstüne yerleşebileceği asgari derinliğe ulaştığı tespit edildi.
Sonuçta, bir parti biçimine sıçramak için hamle yapma zamanının geldiği saptandı.
Partinin, işçi sınıfının tarihsel – devrimci zemininde konumlanacağı belirginleştirildi ve işçi sınıfının politikleşmiş hali ve sermayeye karşı mücadelesinin öncü gücü olarak inşa edilmesi kararlaştırıldı.
Kapitalizmin güncel gerçekliğinin ortaya çıkardığı anti-kapitalist toplumsal dinamiklerden, farklı biçimlerdeki dolayımlarla emek-sermaye uzlaşmaz zıtlığı üzerinden konumlanmaya uygun yapıda olanlar, partinin içinde konumlanabilecek.
Konferans, partileşme hedefinin somut ve pratik bir adımla başarılmasının zamanı gelmiş olmakla birlikte; bu hamlenin hemen şimdi yapılabilmesi için henüz bazı pratik örgütsel yayılım ve derinleşme eşiklerinin aşılamadığı; günlük pratiğin ruhu olan hamleci militan metodun yeterince içselleştirilemediği, şimdiki olağanüstü politik ortamın dayattığı yüksek ve karmaşık görevleri yerine getirmekte birçok yetmezlikler yüzünden zorlanıldığı, üyelerinin militanlık ve öncülük düzeyinde kimi tıkanma noktalarını aşamadığını da saptadı.
Özellikle, belli mesafeler aşılmış olsa da, işçi sınıfının içinde konumlanma noktasında zaaflar taşındığı ve halen süren bir dizi zaaf ve yetmezliklerin aşılmasının özel bir yoğunlaşma talep ettiği vurgulandı.
Kararda,  “parti” biçiminin mutlaklaştırılmadığı ve kurulacak partinin, başka bir dizi anti-kapitalist yapı ve mücadelelerin birbirleriyle ilişkilenerek oluşturacağı çağımızın gerçeklerine uygun anti-kapitalist bir alanın özel bir bileşeni olacağı belirtildi. Anti-kapitalist alanın içinde, işçi sınıfının tarihsel misyonuna bağlı olan özgün bir güç olarak yer alınacağı açıklandı.
Kurulacak partinin, günümüz dünya kapitalizminin somut-tarihsel ortamında, ancak böyle bir anti-kapitalist alanla ilişkilenirse ve bu ilişkinin ortaklaşma düzeyinin yüksekliğine bağlı olarak devrimci bir komünist yapı olabileceği belirtildi.
Konferans, teorik ve politik tespitleriyle ana hatlarıyla ortaklaşan ve pratik duruşunu önemseyip doğru gören irili ufaklı bütün devrimci-komünist özneleri ve bireyleri, partileşme hamlesine omuz vermeye ve ortaklaşmaya çağırdı.
Konferans, seçeceği ülke koordinasyonunu, partileşme sürecindeki engelleri ve zaafları aşmakta yoğunlaşmak ve gereken siyasi ve hukuki hamleleri yapmakla görevli bir kurucu heyet olarak görevlendirdi.
Konferans, kurulacak partinin isminin Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) olmasını önerdi.
Merkez Koordinasyon Seçimi
TÖPG partileşme kararının oylanmasından sonra, TÖP Merkezi Koordinasyonu ve Disiplin Kurulu seçimleri yapıldı. TÖP Merkezi Koordinasyonu’na 7’si kadın, 8’i erkek toplam 15 delege seçildi. Disiplin Kuruluna ise, 4’ü kadın, 1’i erkek olmak üzere toplam 5 delege seçildi.
TÖPG 5. Olağan Genel Konferansı, sonuç bildirgesinin okunması ve Avusturya İşçi Marşının söylenmesiyle son buldu.