TÖP: Egemenlerin Savaşına Karşı Halkların Barışını Kuralım!

SSCB’nin dağılmasından kısa süre önce başlayan Dağlık Karabağ meselesi, geçtiğimiz haftalar içerisinde Azerbaycan ve Ermenistan arasında büyük bir savaşın gerçekleşmesine kapı aralamış durumda. Geçmişteki çatışmalara nazaran çok sayıda sivilin de ölmesine neden olan ve dozu giderek artan bu çatışmalar, başta Azerbaycan ve Ermenistan halkı olmak üzere bölge halklarına ölüm dışında bir şey getirmediği ortada.

SSCB’nin yıkılmasından sonra Azerbaycan’ın üzerine kabus gibi çöken ve halkın bütün zenginliğini kendi kontrolü altına alan Aliyev hanedanlığı , son zamanlarda kendi iktidarına karşı sesini giderek yükselten halkı “milli dava” söylemi üzerinden teskin ve terbiye etmeye çalışıyor. Tıpkı diğer egemenler gibi Aliyev de yükselmeye başlayan halk tepkisine karşı savaş ve “millilik” kartlarını kullanmaktan çekinmemekte.

Ermenistan’ın başına çökmüş Sarkisyan’ın yerine “renkli devrim” ile gelen Paşinyan da giderek yoksullaşan Ermeni halkını savaş üzerinden terbiye etmeye çalışıyor. O da diğer egemenler gibi giydiği askeri üniformayla “millilik” söylemiyle kendi otoriter rejimini kurmaya çalışmakla birlikte yoksul halkın tepkisini frenlemenin derdinde.

Gördüğü her savaş yangınına körükle giden AKP-MHP iktidarı Azerbaycan-Ermenistan savaşını da körüklemekten “kaçınmıyor”. İktidar, halkın barajı nedeniyle istediği düzeyde gerçekleştiremediği faşizmin inşası için şimdi de “Türklük” ve “Türk düşmanı Ermeniler” söylemi üzerinden bir hamle yapıyor. Bununla birlikte Suriye’den getirilen cihatçıların bu savaşta kullanıldığı iddiaları da iktidarın bu hamlesinde ne kadar ciddi olduğunun bir göstergesi. Dolayısıyla AKP-MHP iktidarı hem kendi iktidarının bekası hem de sermayenin çıkarları doğrultusunda bölgede alan kapmak için hiçbir saldırıdan çekinmeyeceğini ortaya koyuyor.

Fakat biliyoruz ki, başta bu çatışmalar olmak üzere, dünyanın dört bir yanındaki çatışmalar, bir grup “çılgın” liderlerin değil, kapitalizmin giderek derinleşen krizinin ve buna bağlı olarak küresel güçlerin hegemonya krizinin bir ürünüdür. Sermaye yaşadığı derin krizi halklara daha fazla savaş, işçilere daha fazla sömürü, kadınlara daha fazla ölüm sunarak ve doğayı daha fazla talan ederek aşmaya çalışmakta ısrar ediyor. Bu nedenle işçilerin, emekçilerin, halkların, kadınların ve ekolojistlerin sermayenin, egemenlerin bu “ısrarına” karşı barışın sesi yükseltme ve bugünden kurma mücadelesini büyütme zamanıdır. 

30 yıldır başta Azerbaycan ve Ermenistan olmak üzere bölgesel ve küresel egemenlerin elinde halkları birbirine kırdırmak için kullanılan Dağlık Karabağ meselesinin çözümü de halkların her türlü milliyetçi anlatıyı reddederek beraberce barışı inşa etmesiyle gerçekleşecektir.

Başta Azerbaycanlılar ve Ermeniler olmak üzere bütün bölge halklarını egemenlerin savaşına karşı halkların barışını kurmaya çağırıyoruz.