100 yıl önce, 28 Ocak’ı 29 Ocak’a bağlayan gece, Mustafa Suphi ve yoldaşları Karadeniz sularında alçakça katledildiler.
10 Eylül 1920’deki Türkiye Komünist Partisi’nin kuruluş kongresinde başkan seçilen Mustafa Suphi, yoldaşlarıyla birlikte Anadolu’ya geçerek, Bolşevik Devrimi’nin işçilerde ve emekçilerde yarattığı devrimci enerjiyi Anadolu’da var olan komünist hareketle buluşturarak büyütmeyi hedeflemişlerdi.
Bu doğrultuda ilk olarak Erzurum’a gelen Onbeşler, Ankara hükümetinin çağrılısı olmalarına rağmen burada lince uğramışlardır. Kendilerini davet edenler ise bu lince “sessiz” kalmakla birlikte Ankara’ya geçmek isteyen Onbeşler’i Sovyetler’e geri göndermek için zorla Trabzon’da kayığa bindirmiş ve Yahya Kahya ve çetesi tarafından alçakça katledilmişlerdir. Bu katliamdan sadece Maria Suphi kurtulmuş ve çete tarafından işkencelere maruz kalmıştır.
Ankara hükümetinin sorumlu olduğu bu katliam Türkiye’de komünist hareketin gelişmesine engel olamamış, sonraki yıllarda girişilen onca engellemelere rağmen bugüne kadar büyüyerek gelmiştir.
Kapitalizmin canlı yaşamı yok oluşa sürüklediği günümüzde hem dünyada hem de Türkiye’de komünizm bu yok oluşa karşı tek alternatiftir. Bu alternatifi büyütmede ve yaşamın bütün alanlarına yaymada başta Onbeşler olmak üzere komünist harekete yaşamlarıyla can suyu verenlerin mirasları bize ışık tutmaya devam ediyor.
Katliamda hayatını kaybeden Mustafa Suphi, Ethem Nejat, Mehmet Ali, Bahaeddin, Dr. İsmail Hakkı, İsmail Hakkı (Topçu), Kazım Ali, Emin Şefik, Maksut, Cemil Nazmi, Hayreddin, Halitoğlu Mehmet, Kazım Hulusi, Mustafaoğlu Mehmet, Çitoğlu Nazmi İsmail’i ve yoldaşlarıyla devrimci irade göstererek Anadolu’ya geçen Maria Suphi’yi saygıyla anıyoruz.
28 Kânunisânî’yi Unutma!
Onbeşler Ölümsüzdür!
Yaşasın Devrim ve Sosyalizm!