TÖP: Patriyarkal Kapitalizme Karşı Yaşasın Kadın Mücadelesi

İktidar koalisyonunun kadın düşmanı politikaları, yükselen erkek şiddeti, işsizlik, yoksulluk, pandemi, kapitalizmin derinleşen krizi, ağır vergiler gibi onlarca sorun başlığıyla mücadele eden kadınlar bu 8 Mart’ta da sokaklardalar, direniyorlar.

Kadına yönelik şiddetin meşrulaşması, yaygınlaşması, kadın cinayetlerinin günlük yaşamın sıradan bir olgusu haline getirilerek kadınların itaatkar rollere mecbur edilmesi, iktidar koalisyonunun kurguladığı faşist rejimin önemli bir ayağını oluşturuyor.

İktidar koalisyonu kurumsallaştırmaya çalıştığı faşist rejimin dayanağı olarak kurguladığı heteroseksist muhafazakar ataerkil aile yapısı içinde kadınlara sadece itaatkar anne rolü biçiyor.
Bu aileler içinde cinsel ve fiziksel her türlü şiddet görünmezleştirilerek kadınlardan ayakları altına serilen “cennet” ile avunmaları isteniyor.

Bu role uymayan kadınlara zaten iktidar tarafından her türlü şiddet reva görülüyor.
LGBTİQ+’ların varlığı ise, başlıbaşına, kurgulanan heteroseksist muhafazakar aile yapısına tehdit olarak görülüyor.

Kadınlar ve LGBTİQ+’lara yönelik şiddeti, cinsiyetçi, ayrımcı dil ile, nefret söylemleri ile meşrulaştıran iktidar, devlet şiddeti ve cezasızlık politikalarıyla açıkça saldırıda bulunmayı da ihmal etmiyor.

Kadınları ve LGBTİQ+’ları koruyan yasalar ve sözleşmeler uygulanmıyor.

İşsizlik, yoksulluk, güvencesizlik kadınlaşıyor.
Kapitalizmin yapısal krizinin ve pandeminin yükü özellikle kadınların üzerine yükleniyor.
Ekonomik kriz bahanesiyle ilk işten çıkarılanlar, güvencesiz ve esnek çalışma koşullarında çok ucuza çalışmak zorunda bırakılanlar çoğunlukla kadınlar oluyor.

Kadınlar bir yandan kapitalizmin ucuz emek ihtiyacını karşılamak zorunda bırakılırken öte yandan daha da yoksullaşan ailelerinin ihtiyaçlarını ücretsiz ev içi emekleriyle sağlamak zorunda bırakılıyorlar.

Pandeminin yarattığı koşullarda, virüsü evin dışında tutmak için ekstra hijyeni sağlamak, uzaktan eğitim sürecinde çocukların evde eğitimi ve tam zamanlı bakımı, hastalanan aile bireylerinin bakımı olmak gibi onlarca iş yükü de kadınlara dayatılıyor.

Kadınlara yönelik emek ve beden sömürüsü, sermaye ve iktidar koalisyonu iş birliği ile her geçen gün yoğunlaştırılıyor.

Kadınlar direniyor

Kadınlar, kendilerine biçilen rolleri kabul etmiyorlar, tüm bu saldırılara karşı muazzam bir kadın mücadelesi örülmekte.
Kadın kurtuluş mücadelesi, patriyarkaya, erkek şiddetine, kadın düşmanı politikalara, sermayenin kadınlara yönelik yarattığı sömürü kanallarına karşı mücadele ederken iktidar koalisyonunun kurmaya çalıştığı yeni rejime karşı önemli bir baraj oluşturuyor.
Saldırıların en yoğun olduğu dönemde dahi kadınların yarattığı mücadele ve daim özgürlük arayışı, toplumsal dinamiklerin önünü açıyor. Kadınların mücadele sonucu kazandığı yaptırım gücü iktidar koalisyonunun politikalarını sınırlayabiliyor ve kurulacak özgür yaşamın tohumları atıyor.

Toplumsal Özgürlük Partisi olarak kadınların özgürlük mücadelesini selamlıyor, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.