TÖP: Hesaba Katmadığınız Halk Güçlerine Yenileceksiniz

İktidar güçleri ilerleyemiyor. Yıllardır öteleye öteleye buraya kadar getirdikleri krizler artık ötelenecek, ertelenecek, görünmez hale getirilemeyecek kadar büyüdü. Pandemi boyunca yaşananlar var olan hemen her krizin etki gücünü yükseltti. Kimi yeni kriz alanları da yaratmakla birlikte asıl olarak ekonomik kriz pandemi döneminde en yakıcı halini aldı.

20 yıldır iktidarda olanlar, halkı vuran, halkı hapseden, halkın lokmasından çalan krizleri fırsata çevirip kârlarına kâr kattılar. Suç, yolsuzluk, yalan ve yasaklarla yürüdükleri bu yolda, birlikte yürüdükleri kişilerle şimdilerde yüzeye çıkan bir kavga halindeler. Mafya, suç örgütleri, uyuşturucu baronları; cinayetler, hak gaspları, vergi kaçakçılığı, türlü usulsüzlükler… Bunlar, devleti saran “kötü, namussuz” insanlar yüzünden değil üstelik, bizzat devletin kendisinin içinde taşıdığı hâl bu. Yürüdükleri yol işte buydu. Şimdi krizler arttıkça, kendi içlerindeki sorunlar daha da açığa çıkıyor; gemiyi terk edenler ayrı konuşuyor, pastadan el çektirilenler ayrı. Hepsini birlikte işledikleri suçları itiraf ediyor, ederken kendilerini de devleti koruyan konumuna yükselterek temizlemeye çalışıyorlar. Oysa biliyoruz ki, suyun yüzüne çıkanlar daha hiçbir şey. Turbun büyüğü heybede! Açığa çıkan bu koku çürüyen iktidarın kokusundan başkası değil. Ne yaptılarsa birlikte yaptılar. Her suçta ayrı ayrı parmakları var.

Buraya kadar işte böyle geldiler. Kendi rejimlerini kurumsallaştırmak, onu bir biçime kavuşturmak için her türlü yola başvurdular. Başvurmaya devam ediyorlar. Halka şiddet ve baskı, kendilerine ve yandaşlara daha fazla kâr, talan serbestliği, suç işleme özgürlüğü, rant kapısı, vergi affı… Halka “Açlığa, yoksulluğa, işsizliğe karşı sabırlı olun” diyen iktidar, yandaşın kasasını kabartacak işler için gece yarıları kamulaştırmaya gidiyor. İşsizliği kader gibi sunan iktidar, yandaş olan herkesi her kademeye tek sözle yerleştirebiliyor. Halka hesap vermek şurada dursun, “Ne oldu?” sorularına, “Biz onu doğru yerde kullandık.” diyerek cevap veriyor.

“İsteseniz de istemeseniz de ben yolumda ilerlerim.” diye düşünen ve bu yolu temizlemek adına sürekli daha da yükselen bir şiddet ve algı operasyonlarına başvuran iktidar koalisyonu, gün gün yeni hamleler yapmak zorunda kalıyor. Hız arttıkça hataları artıyor, bu süreci kaldırabilecek nitelikte ve kapasitede olmadıkları için de giderek daha fazla rezil oluyorlar. Parlatıp sundukları her şeyi aynı gün silmek zorunda kalıyorlar. Var olan krizler kendi tabanlarını da vuruyor, giderek hızlanan şekilde kitle kaybediyorlar. Bir an önce rejimi kurmak, kendilerini garantiye almak istiyorlar. Ayakları kaydığı ya da tökezledikleri anda yuvarlanacaklar biliyorlar. Hızla, baskı ve şiddetle, medyada şişirilen yalanlarla bu süreci atlatmak istiyorlar. Onca suçu birlikte işledikleri kirli ortaklıkları tam da bu yüzden hala yan yana duruyor, durmak zorunda. Hepsi aynı pisliğin içinde. Ya o pisliğin içinde faşizmi kuracaklar ya da orada boğulacaklar!

Birileri diyor ki “Bırakalım kendi pisliklerinde boğulsunlar.” Diyorlar ki “Sokağı değil sandığı kullanarak devireceğiz onları.” Diyorlar ki “Bakın işte pislikleri saçılıyor, gidiciler”…

Bizler biliyoruz ki yıkılmaya yüz tutmuş bu düzeni ancak ve ancak halk güçleri temizleyecek, bizler temizleyeceğiz! Onlar istiyorlar ki bir köşeye sinelim, sesimiz çıkmasın, mecalsiz kalalım, kabul edelim…

Ama yok öyle korkup sinmek. Yok öyle suçların üstünü kapatmak, yokmuş gibi yola devam etmek, halkı kandırmayı sürdürmek. Yenileceksiniz, hem de bütün o hesapları yaparken en az hesaba kattıklarınızın gücüyle yenileceksiniz. Halk güçlerinin giderek yayılan ve direngenliği artan örgütlü duruşuna yenileceksiniz. Karşınızda yükselen bu barajın altında kalacaksınız.

Soma’ya yenileceksiniz. “Çaldıklarınızı geri alacağız, korkun yine geleceğiz” diyerek direnen işçilere yenileceksiniz. Kazdağları’ndan İkizdere’ye, taşı, toprağı için direnenlere yenileceksiniz. Hayatları için sokakları doldurup, erkek egemenliğine karşı mücadelesini sürdüren ve güçlenen kadınlara yenileceksiniz. Demokratik üniversite isteyen öğrencilere, pandemide sınava girmek istemeyen liselilere yenileceksiniz. Halka hesap vereceksiniz. Helallikle geçiştiremeyecek, tek tek ne yaptıysanız hepsinin hesabını verecek, bedelini ödeyeceksiniz. Bu korku sizi uyutmuyor biliyoruz. Uykularınız kaçmaya devam etsin, çünkü siz yenileceksiniz! Sarayınızı, villanızı, yalınızı çeviren duvarlar yetmeyecek sizi kurtarmaya.

Şimdi tam zamanı. Şimdi halkın sözünün zamanı!

Daha ne göreceğiz bu ülkede? Yıllardır yaşadıklarımız, bizlere yaşatılanlar, reva görülenler yetti; ne eskiyi istiyoruz ne de şimdilerde yeni diye bize dayatılmaya çalışılanları.

Kimseyi beklemeyeceğiz. Kimseden medet ummayacağız. Kendimiz için, işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, çocuklar için ne istiyorsak, doğa için, halklar ve inançlar için ne istiyorsak onu biz yapacağız. Yalnızca baskılara direnmek, savunmak ve yenilmemek için değil mücadelemiz, yenmek için mücadeleyi vereceğiz.

Bu köhne, mafya, yolsuzluk ve yalan devleti değil biz yöneteceğiz. 

Demokratik Cumhuriyet’i kuracak ve sosyalizme giden yolda en önemli adımı atacağız. Bu kokuşmuş düzen yıkılacak halkın iktidarı kurulacak!

Biz kazanacağız.