50. Yılında Doktor Hikmet Kıvılcımlı da Devrim de Güncel!

Türkiye Sosyalist Hareketinin önderlerinden, ülkemizde Marksist-Leninist düşüncenin yayılıp gelişmesinde, Marksizme katkı sunma ve geliştirme cüretiyle bu görev ve sorumluluğa talip olarak öncü bir rol oynayan geleneğimizin kurucu önderi Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın 11 Ekim 1971’de aramızdan ayrılışının 50. yıl dönümündeyiz.


Aynı zamanda O’nun Komünist Gençler Birliği üzerinden örgütlü mücadeleye katılışının da 100. yılındayız.


***
Doktor Hikmet Kıvılcımlı, gerek ortaya koyduğu muazzam külliyatı ve teori zenginliğiyle gerekse de direngen mücadeleci kişiliğiyle devrim ve sosyalizm mücadelesinde teori ve pratik bütünlüğünün vücut bulduğu, derviş ve şövalye kimliği ile bütünleşmiş komünist bir önder. Kendisinin Henri Barbüsse’ün ardından dediği gibi; “parlak bir kitap değil, savaşçı bir hayat”ın cisimleştiği anıtsal bir değer.


İşçi sınıfına ve sosyalizme olan sarsılmaz inancı, arayışçılığı ve kuruculuğuyla “taktikte kıvraklık prensipte bükülmezlik ilkesini” adeta kendi yaşamının amentüsü yapan Doktor Hikmet Kıvılcımlı, stratejik berraklığı ve taktiksel zenginliğiyle dünümüze olduğu gibi bugünümüze de ayna tutuyor.


Çünkü O, paradigmal netliğinden gelen proleter sosyalist duruşuyla, her daim devrimin güncelliğini arayan, sadece dünün değil bugünün ve yarının devrimcisi olan davranış ve düşünce önderi.


Ardında bıraktığı dev külliyatla günümüzde de etkisini sürdürmeye devam ederken, Marksizmi papağan gibi ezberleyen dogmatik anlayıştan kopuşarak, diyalektik bakışı yaşamın tüm alanlarına uygulayan Marksist-Lenininist metodolojiye sımsıkı sarılmış bir momentum devrimcisi.


*
**
Tarih Tezinden, Komün Gücü’ne, İslam’dan Türkiye Kapitalizminin Gelişimine, Ulusal Sorun’dan, Yol’a, Kadın sorunundan, Emperyalizme, döneminin en çetrefil konularından, günün güncel meselelerine değin sayamayacağımız kadar geniş külliyatıyla Türkiye tarihselliğinin ve güncelliğinin anlaşılmasında bugün de geçerli olacak özgün bir kılavuz ve bu coğrafyanın özgünlüğünde bir devrim tahayyülü bırakmıştır.


Kıvılcımlı, her türlü zora, melanete, tasfiyeciliğe karşın ömrü boyunca, örgütlü mücadeleyi, partili mücadeleyi savunmuş bir teşkilat insanı olmuştur.


Yaşamının 22 yılını devletin işkencehanelerinde geçirmiş ve ama ser verip sır vermemiş, teşkilatçılıktan bir adım geri atmamış çelikten bir komünist.


***
Pardigmal bütünlüğünü saf ve duru bir şekilde ortaya koyarak yolu göstermiş, yolu açmıştır.


Hemen her yazısı ve konuşmasına “Başta işçi sınıfımız gelmek üzere” sözüyle başlayarak işçi sınıfının devrimci gücüne olan inancını ve bağlılığını vurgulamış, böylece sosyalizm mücadelesindeki duruşunu her koşulda net olarak ortaya koymuştur.


Teoride gündelik politika tartışmalarının ötesine geçebilen, teoriyi yeniden üretebilen ve ama pratikte ise her daim işçi sınıfının ve ezilenlerin kurtuluşuna, gündelik yaşamın politikasına çubuğu büken bir bütünlük sunmuş bir praksis devrimcisidir.


Aramızdan ayrılışının 50. yılında Doktor Hikmet Kıvılcımlı işte bu güncelliği ile yaşıyor.
Anısı kavgamızda, sosyalizm mücadelemizin kızıl yıldızında dalgalanıyor.