Savaş Düzenine Karşı Halkların Barışını Yaratalım, Newroz Pîroz Be!

Kapitalizmin krizi dünyanın dört bir yanına yayılmakla kalmıyor, derinleşerek canlı yaşamı tehdit ediyor. Sermaye sahiplerinin bu krize çare olarak başvurdukları savaş, Orta Doğu’dan Ukrayna’ya sıçradı ve nükleer savaş tehditleri ortalığa saçıldı. Günümüzün Dehaklarının kana susamışlıkları artık ayrım yapmıyor, sınır tanımıyor.

Bu Newroz’a halklar savaş, baskı, zulüm ve katliamlarla giriyor. Kürt halkı, Ezidiler, Şiiler, Filistin halkı başta olmak üzere Orta Doğu halkları bu imha politikalarına karşı direniyor. Direniş ateşi Orta Doğu’yu sarıyor.

Halklar direniyor, direndikçe özgürlük ve kardeşlik mücadelesi büyüyor. Bu mücadele geleceğin halkların kardeşliğine ve eşitliğine dayalı düzenini müjdeliyor. Halkların baharı umudu müjdeliyor.

Kürt Halkı Direniyor

Geçtiğimiz yüzyıldan bu yana savaşların hep merkezinde olan Orta Doğu’da kanı en çok dökülen halk olan Kürt halkının Dehaklara karşı mücadelesi de büyüyerek sürüyor.

Irak ve Suriye’de Kürt halkının yılların mücadelesiyle edindiği fiili kazanımlar süreklilik kazanan silahlı saldırılarla yok edilmeye çalışılıyor.

Türkiye’de ise bu saldırılar kültürden siyasete basından kadınların mücadelesine kadar çeşitli alanlarda sürüyor.

Kürtçeyi yasaklayamayan devlet, artık insanlığın kültürel hazinesine bir parçası olan Ehmede Xani’nin Mem û Zîn eserinin Cizre’de sergilenmesini yasaklıyor.

Kayyumlara, Baskılara, Yasaklamalara Karşı İsyan!

Devlet, Kürt halkının siyasal iradesini kırmak için onlarca kez deneyip başarısız olduğu kayyım atama ve milletvekilliklerini düşürme gibi hamlelerden vazgeçmiyor. Şimdi de HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in dokunulmazlığını kaldırarak başarılı olacağını zannediyor.

On yıllardır süren savaşta kirli propagandaya karşı halka gerçekleri ulaştırmaya çalışan Kürt basına yönelik baskı sürdürülüyor. Pir Haber Ajansı’nın ve Yeni Yaşam gazetesinin internet sitelerine hiçbir gerekçe gösterilmeksizin yasak getiriliyor. Gerçeklerin gizlenebileceğini zannediyorlar.

Kürt halkının mücadelesinin temel direği olan kadın mücadelesi de bu saldırıların tam merkezinde duruyor. Aysel Tuğluk başta olmak üzere onlarca kadın tutsak resmen hapishanede öldürülmek isteniyor, iradeleri teslim alınmak isteniyor. Fakat kadınlar 8 Mart’ta boyun eğmeyeceklerini tekrar tekrar gösterdiler.

Halkların Barışını Büyütelim!

Kürt halkının mücadelesine yönelik bu saldırılardan işçiler, kadınlar, gençler ve Aleviler olmak üzere Türkiye’de yaşayan herkes de nasibini alıyor. Faşizmi inşa etme sürecinde zorlanan AKP-MHP iktidarının inat ve ısrarla sürdürdüğü saldırılara karşı koyabilmenin yolu da nasiplenenlerin birlikte mücadelesinden geçiyor.

Biz direnirsek başaramazlar. Birlikte direnirsek, halkların kardeşliğini, halklarım kader birliğini ortak mücadele birliğine çevirirsek zalimlerin iktidarı son bulur.

Şaka değil. Emperyalist güçlerin şiddetlendirdikleri paylaşım savaşımı kapımızı çalıyor. Tüm hakları büyük bir dünya savaşı ile tehdit ediyorlar. Canımızı tehdit eden bu savaşıma karşı halkların barışını büyütmek de önümüzde bir görev olarak duruyor.

Şimdi dünyanın dört bir yanındaki işçilere, emekçilere, kadınlara ve halklara reva görülen savaş düzenine karşı barış mücadelesini daha da büyütme ve genişletme zamanı!

Newroz’un ateşini harlandırarak Dehakların savaş düzenini kül edelim, halkların barışını büyütelim! Yaşasın halkların kardeşliği.

Halkların ve Emekçilerin Newroz’u Kutlu Olsun!

Newroz Piroz Be!