12 Eylül, 90’lar, AKP, OHAL… Darbe Sürüyor

12 Eylül’ün 42. yılını geride bıraktık. “Ancak darbeyle hayata geçirilebilinir” denilen, sermayenin dünya çapındaki krizini çözme amacıyla devreye sokulan neoliberal politikalar doğrultusunda alınan 24 Ocak Kararları’nı uygulamak için gerçekleştirildi 12 Eylül darbesi. Devrimci hareket tutuklamalar, infazlar ve baskılarla ezildi; işçi sınıfının örgütlülüğü dağıtıldı. Toplum askeri diktatörlüğün mühendisliğiyle neoliberal dünyaya uygun bir şekilde dönüştürüldü. Bir yandan özelleştirmelerle kamusal haklar tırpanlandı, diğer yandan halk sürekli baskı altında tutuldu.
Bu politikalar yıllara yayılan bir süreçte uygulandı ve AKP döneminde zirveye çıktı. AKP iktidarı boyunca kamusal hizmetlerin neredeyse tamamı özelleştirildi, sermayenin talanına açıldı. İşçi sınıfının kazanımları tek tek tırpanlandı, doğal varlıklar, alanlar yağmalandı, kamusal kaynaklar sermaye sınıfına peşkeş çekildi. Bugün gelinen noktada askeri diktatörlük yerini sermaye sınıfı için dikensiz gül bahçesine, sömürü, yağma, talan ve soygunun hüküm sürdüğü, hukuk kırıntılarının askıya alındığı bir sermaye diktatörlüğüne bıraktı.
Bugün sermaye diktatörlüğü bu uzun neoliberal dönemin yarattığı ekonomik ve siyasal krizlerle zorlanıyor, kurulan neoliberal düzen artık sürdürülemiyor. Ancak bu vahşi sömürü düzeni AKP-MHP iktidarı eliyle çıplak şiddet yoluyla ayakta kalmaya çalışıyor. 15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL artık olağan bir rejim halini aldı, askerin yerini saray aldı. 12 Eylül’ün ruhu AKP-MHP iktidarında yaşıyor. Her türlü hak ve özgürlüğün baskı altına alındığı ve faşist bir rejimin inşa edilmeye başlandığı bir dönemdeyiz. Hukuksal anlamda her şeyin askıya alındığı, keyfiliğin hüküm sürdüğü, 12 Eylül rejimiyle yarışan bir dönemin içerisindeyiz.
Halk bu despotik düzen altında hayatta kalmaya çalışıyor. Enflasyon, yoksulluk, işsizlik, geleceksizlik kıskacındaki halk resmen ölümle tehdit ediliyor.
Fakat madalyonun bir yüzü daha var: Halkın direnişi!
Darbenin ilk gününden bugüne kadar halka ve halkın umudu, yüz akı devrimcilere karşı yapılan onca zulüm ve baskıya rağmen devrimci mücadele bitirilemedi. Nesillere aktarılan bu mücadele Gezi’de boy verdi, bugün de işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların, LGBTİ+’ların, Kürtlerin, Alevilerin ve bilcümle halkın kavgasında devam ediyor. Şimdi zaman bu mücadeleyi yükselterek, halkın yırttığı 12 Eylül’ün karanlık perdesini tutmaya çalışan AKP/MHP’yi gönderme zamanı!