Yeni bir yıl, canlı ve diri bir mücadele ile kazanılacak bir dönem!

2022 bu da olmaz dediğimiz birçok şeyin yaşandığı ve daha da ötede bu yaşananların daha başlangıç olduğunu gösteren bir yıl oldu. Her başlayan yeni yılda normal bir akış (o ne demekse) beklense de her geçen yıl daha da bilinmez bir yolda gittiğimizi kanıtlayan gelişmelerle “özgün” kılınıyor.

Zaman en büyük provokatör. İlerledikçe ortalığı daha fazla karıştırıyor. Günler, aylar, haftalar, yıllar akıp gidiyor. Dönüp arkaya baktığımızda “Evet, bunu da görmüştük, bunu da yaşamıştık” diyoruz büyük bir uyumlulukla. Olan bitene uyum sağlıyoruz ve dönüp arkamıza baktığımızda her şeyin eskiden ne kadar da “normal” olduğunu hatırlıyoruz. Ama anormallik(!) kalıcılaşıyor ve biz bu anormallik içerisinde yaşamlarımızı sürdürüyoruz. 2023’te bu süreç birden kesilmek bir yana daha da artacak ve yoğunlaşacak, hazır olalım.

Anormallik meyvesini vermeli

2023 bir seçim yılı olabilir ve bu noktada halkın iradesini inşa etmek gibi bir görevimiz var. Görevimiz seçimle sınırlı değil ama. Onu da içeren ama çok daha geniş bir vizyon bizleri bekliyor 2023’te. Her şeyi savurup alt üst eden krizlerin yarattığı büyük hoşnutsuzluk meyvesini 2023’te vermeli artık. O meyve krizlerin, sistemin çatlaklarının, düzenin yarıklarının içerisinden fışkıracak, yayılacak ve mücadelelerle kristalize olacak bir halkçı demokratik yürüyüş olmalı.

İnsanlık olarak nicelikleri ifade etmek için rakamları kullanmayı icat etmişiz. Doğa ve toplumdaki her bir varlığın ya da kavramın niceliğini ifade etmek için rakamlara başvurmuşuz. Zamanı ölçmek için de zamanın rakamsal ifadelerini kullanmaya başlamışız. Günler, haftalar, yıllar… Modern zamanlarda da günü en küçük zaman birimlerine kadar bölmüşüz. Tarihi ifade etmek için insanlık tarihinde belli olayları milat kabul etmişiz. Bu milatlardan itibaren takvimleri oluşturmuş, olayları kronolojik olarak sıralamayı kolaylaştırmışız. Ancak bunların hepsi izafi şeyler.

Rakamların insafına teslim olmamak

Yıl dediğimiz şey öncesiz ve sonrasız bir şey değil. Bir yılın başında hiçbir şey çakla kesilmiş gibi başlamaz. Sonu da aynı şekilde çakla kesilmiş gibi bitmez. Dolayısıyla adına değişim dediğimiz ve çok arzuladığımız şeyin yeni bir yılı gösterecek olan rakamlarla az bir ilgisi var. Değişim dediğimiz şey, örneğin içinde yaşadığımız düzenin yerine halkçı ve demokratik bir halefle yer değiştirmesi, akıp giden zamanın kendiliğindenliğine bırakılacak bir şey değil.

Bu bizi şu sonuca götürüyor: Eğer insanca bir yaşam arzuluyorsak bunu 2023’ün insafına bırakamayız. En fazla 2023’te daha geniş bir örgütlülük, daha yüksek bir mücadele azmi, hedefe daha fazla odaklı bir iktidar bilinci geliştireceğimize dair bir motivasyonla harekete geçersek, 2023 de bizim için elinden geleni yapacaktır. 2023’ün değiştirici birkudreti, değiştirici bir iradesi yoktur. Rakamlar, nicelikleri ifade eden soyut simgeler devrim yapamazlar. Devrimi gerçek insanlar yaparlar.

2023 için temennimizi dile getirirken bu gerçekleri göz önünde bulundurarak söylüyoruz: 2023 canlı ve diri bir mücadeleyle kazanılacak bir yıl olacak. Zihnimizi, ruhumuzu ve eylemimizi hazır edelim.