Ocakta Patates Haşlamanın Vergisi mi Olur?
Nisan ayı itibariyle asgari ücret açlık sınırının altında kaldı. Bir asgari ücretle aç bir insan statüsüne bile giremiyoruz. Aç insan statüsünde değerlendirilebilmek için daha fazla çalışıp daha fazla para kazanabilmemiz gerekiyor.
Şimdilik açlık sınırının 17,725 TL olduğu hesaplanıyor. Ancak biliyoruz ki bu sınır kısa bir süre sonra daha da yükselecek.
Açlık, yoksulluk, pahalılık ve enflasyon ile mücadele ederken belimizi iyice bükmek için üstüne bir de vergi yüküyle sınanıyoruz. Ulaşım, barınma, beslenme gibi günlük insani ihtiyaçlarımızı karşıladığımız harcamalarımızda alınan dolaylı vergiler hepimizi soyup soğana çeviriyor.
Günlük insani ihtiyaçlarımızı karşıladığımız alışverişlerden alınan KDV ve ÖTV adlı vergiler toplam bütçenin yüzde 70’ini oluşturuyor.
Birçok OECD ülkesinde ise, patronlardan alınan gelir vergisi, kurumlar vergisi gibi vergiler bütçe gelirlerinin yüzde 60-65’ini oluşturuyor. Geri kalanı emekçilerden alınan dolaylı vergiler oluşturuyor. Bizde herhangi bir kapitalist ülkedeki uygulamanın bile tam tersi bir durum söz konusu.
Doğalgazlı ocakta yemek yaparken bile Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ödemek zorundayız.
Soruyoruz: Ocakta patates haşlamanın vergisi mi olur?
Temel ihtiyaçlardan alınan vergiler koşulsuz şartsız iptal edilmelidir!
Artık Yeter! İnsanca Bir Yaşam İstiyoruz.
Her ne kadar birbirleriyle çatışma içinde oldukları söylense de iktidarından muhalefetine bütün düzen partilerinin uzlaştıkları bir nokta var: Onlar için sermaye sınıfı dosttur, işçi sınıfı ve yoksullar ise tehlikelidir.
Biz tehlikeliyiz, çünkü açız, yoksuluz, yoksunuz. Bizim öfkemizden korkuyorlar.
Bizim isyanımızdan, açlığın ve yoksulluğun ayağa kalkıp dile gelmesinden korkuyorlar.
Milyonlar olduğumuzu biliyorlar.
Aynı insanca talepler etrafında birleşmiş emekçilerin, emeklilerin, şehirlerde ve köylerdeki yoksulların gerçek gündemlerinden korkuyorlar.
Onların Korkularının Nedeni Bellidir
Asgari ücret 17 bin, emekli maaşı 10 bin lira.
Aşağılayıcı ve insanlık dışı koşullarda yaşamaya çalışmamız yetmiyor ki üzerine bir de tasarruf paketi açıkladılar. Tasarruf paketiyle bizlerin kamusal haklarını daha fazla tırpanlayarak ancak ve ancak 100 milyar TL tasarruf sağlayacaklarmış.
Oysa 2024 yılının meclisten geçen bütçesinde patron sınıfına doğrudan vereceklerini açıkladı destek 376 milyar lira.
Oysa 2024 yılı bütçesinde istisnaya bıraktıkları ve patronlardan toplamayı reddettikleri kurumlar vergisi miktarı 600 milyar lira.
Oysa 2024 yılı bütçesinde yap-işlet-devret modeline göre yaptıkları ve sermayeye geçiş garantisi verdikleri köprü, havaalanları ve yollar için sermayeye ödeyeceklerini açıkladıkları meblağ 163 milyar TL.
Gözünü halkın lokmasına dikenlere, elini halkın cebine atanlara diyoruz ki: Elinizi halkın cebinden çekin!
Eğer tasarruf yapmak istiyorsanız sermayedarların affettiğiniz vergilerini faiziyle tahsil edin!
Eğer tasarruf yapmak istiyorsanız günlük maliyeti 33 milyon lirayı bulan Saray’ı kapatın.
İşte bu gerçekler yüzünden bizden korkuyorlar, bizden çekiniyorlar.
Vergi adaleti, ücret adaleti, enflasyona karşı sermayenin değil halkın korunması taleplerimizin, insanca bir yaşam isteğimizin, sermayeye değil halka bütçe talebimizin milyonlar tarafından sahiplenilmesinden korkuyorlar.
OVP: Soyguna Tam Gaz Devam Programı
Adına Orta Vadeli Program dedikleri bir program yerel seçim sonrası devreye konuldu.
Başında sermayenin kayyumu Mehmet Şimşek’in olduğu programın her bir maddesi halka düşmanlık taşıyor.
Halkın yararına tek bir maddesi bile olmayan program, krizin faturasını halka kesip kan kusturmaya yemin etmişçesine yazılmış.
Sermayenin kayyumu Mehmet Şimşek her fırsatta halka karşı olan düşmanlığını kusuyor. Her fırsatta halkı soyma niyetini açıkça ortaya koyuyor.
Artık yeter. Elinizi halkın cebinden çekin! İnsanca bir yaşam istiyoruz.
Bizlere dayatılan bu sefalet hayatını kabul etmiyoruz.
Krizin faturası bizlere değil sermayeye kesilsin!
Enflasyon oranının aydan aya hatta günden güne yükseldiği bir ortamda asgari ücrete ve emekli maaşlarına yılda bir kez zam yapılması, ücretlerin enflasyona ezdirilmesi, yoksulluk ve sefalet koşulları kabul edilemez.
Asgari ücrete enflasyon oranında, koşulsuz ve gerekirse aylık güncelleme getirilmesi, insanca bir ücret herkesin hakkı!
10 bin liralık emekli maaşları kabul edilemez. Emekli maaşları insanca yaşanabilir bir ücret olmalıdır!
Kurumlar vergisi affı, geçiş garantisi ödemeleri, sermaye ihya projeleri gibi sermayeye yapılan karşılıksız bağışlar koşulsuz bir şekilde iptal edilmelidir!
Asgari ücret tüm vergi kesintilerinden muaf tutulmalıdır!
Halkın üç kuruşluk harcamalarından kesilen dolaylı vergiler kaldırılmalı, zenginlere servet vergisi getirilmelidir!
Milyonları soyup soğana çevirmelerine izin verilen ve devasa kârlar açıklayan bankalara olan kredi ve kredi kartı borçları silinmelidir!
Temel ihtiyaçlardan, yani yaşamak için zorunlu ihtiyaçlardan alınan tüm vergiler kaldırılsın!