Maraş Katliamı’nın 46. yıl dönümünde Alevi halkı halen mezhepçi nefretin kuşatması altındadır.
Hatırlanacağı gibi Maraş’ta devlet güdümlü faşist çetelerin soykırım düzeyinde gerçekleştirdikleri katliamlar kurgusal provokasyonlarla, uydurma haberlerle ve galeyana getirici propagandalarla yapılmıştı.
Maraş katliamında Alevilere ait 200’ün üzerinde ev yakıldı. Aralarında çocukların ve bebeklerin olduğu yüzlerce kişinin öldürüldüğü, kadınların tecavüze uğradığı katliamı, devlet günlerce seyretti. Davalar açıldı ancak 23 yıl süren yargılamalarda faillerinin büyük bir kısmı cezasızlıkla ödüllendirildi, hatta kimileri devlet içinde önemli görevlere getirildiler.
Yine hatırlanacağı gibi davanın bir numaralı sanığı, Kahramanmaraş milletvekili seçildi. Hatta Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyeliğine getirildi. Bu isim daha sonra AKP tarafından “açılım yüzü” olarak kullanıldı.
Şimdi aynı odaklar Suriye’deki Esad rejiminin faturasını bölgede yaşayan Arap Alevi halkına kesmeye çalışıyor, dahası sosyal medyadan açıkça Hatay, Adana ve Mersin’de yaşayan Arap Alevi halkının “temizlenmesi” gerektiğini söylüyor. Genel olarak Türkiye’de yaşayan tüm Alevilere de nefret kusan bu karanlık odaklar cesaretlerini onlara karşı cezasızlık politikası güden mezhepçi devletten alıyorlar.
İktidara yönelik her türlü sosyal medya eleştirisinin ev baskınları, tutuklamalar ve koğuşturmalarla karşılandığı bir ortamda katliamcı zihniyetin kendisini bu kadar rahat ifade edebilmesi rastlantı değildir. Alevi halkı gerek Maraş’tan gerek Sivas’tan gerekse Çorum’dan biriktirdiği hafızayla devletin yine birtakım güçleri harekete geçirdiğini anlıyor, bu yönlendirmelerin ve yönlendirilen odakların korunmasının anlamını iyi biliyor.
Zorunlu din dersleri, Diyanet eliyle yükseltilen mezhepçi tekçi politikalar ve medyada sürekli köpürtülen nefrete karşı seküler, demokratik ve komünal değerleriyle direnen Aleviler günümüz halkçı demokratik hareketin en önemli bileşenlerinden biridir. Alevi halkının bir bütün olarak hedefe konulması, Alevilerin devletin saldırılarına karşı gösterdikleri demokratik halk muhalefetinin sonucudur.
Maraş’tan bugüne kadarki tüm mezhepçi devlet politikalarının arkasında bu gerçek yatmaktadır.
Maraş katliamında katledilen canları saygıyla anıyor, yeni katliamların yaşanmaması için tüm halkımızı mücadele etmeye davet ediyoruz.